Anadolu Gençlik Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Maşuk Özyaramış, kitle imha silahlarını elinde bulunduran ve bu silahları art niyetli olarak kullanan ülkelerin, İslami hassasiyete sahip sivil toplum kuruşlarını hedef aldığını ifade etti.
TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve TBMM gündemine getirilmesi planlanan “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”ne tepkiler gelmeye devam ediyor.
“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanının önlenmesine yönelik yaptırım kararlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsıyor.
Teklifin amacı ve ismi ile hiç ilgisi olmadığı halde, Yardım Toplama ve Dernekler Kanunlarında yapılan değişiklikler ile mevcut dernek ve vakıfların yardım toplama faaliyetlerini ve örgütlenme özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlanmakta ve İçişleri Bakanlığının dernekler üzerindeki siyasi vesayetini artıracak yeni düzenlemeleri içeriyor.
Anadolu Gençlik Derneği Şanlıurfa Şube Başkanı Maşuk Özyaramış, adı geçen kanun teklifi ile ilgili İLKHA’ya değerlendirmede bulundu.
Özyaramış, kitle imha silahlarını üreten ve elinde bulunduran güçlerin, sözde bu silahların finansmanını sınırlandırmak amacıyla İslami hassasiyetlere sahip dernek ve vakıfları hedef aldığına dikkat çekti.
Açıklamasının başında toplumun temel taşlarından olan STK’lara teşekkür eden Özyaramış, “Öncelikle söz konusu Sivil Toplum Kuruluşları olduğu için pandemi süresince gerek sosyal yardım alanında gerekse de insani yardım alanında İslami hassasiyetleri önceleyerek Allah rızası için çalışarak bütün vatandaşlarımıza ulaşan STK’lara teşekkür ediyorum.” dedi.
Kitle imha silahlarını üreten güçlerin bu silahların finansmanını sınırlandırmak istediğini belirten Özyaramış, “Malumunuz 19 Aralık 2020’de TBMM Adalet Komisyonu’ndan bir kanun teklifi geçti. Bu kanun teklifinin verilmesinin sebebi; İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı’na (OECD) üye ülker için ‘kitle imha silahlarının finansmanının sınırlandırılması’ amacıyla 2022 yılına kadar adı geçen kanun teklifinin kanunlaştırılması zorunluluğu getirildi. OECD ülkelerinden bahsediyoruz. Almanya, Japonya, ABD ve Kanada gibi ülkelerden bahsediyoruz. Aslında bu ülkeler kitle imha silahlarının mucidi olan en fazla kitle imha silahlarına sahip olan ülkelerdir. Diğer taraftan da kitle imha silahlarının finansmanının sınırlandırılması ile ilgili kendilerince bir çalışma yapmak istiyorlar. Bu ülkelerin aslında dünya üzerinde kitle imha silahlarını art niyetli olarak kullanması ve ‘terör’ tanımı üzerinden hareket edecek olursak teröre ne gibi bir tanım getirdikleri de malumdur. Dünya üzerinde ‘islamofobi’ söz konusu iken, bu ülkelerin de sicili bu konuda belli iken, bu ülkelerin istediği kanun üzerinden hareket edilerek, İslami alanda İslami hassasiyete sahip bütün STK’ların, çalışmalarının kayyum atanarak sınırlandırılması ve durdurulması isteniyor.” şeklinde konuştu.
Kanun teklifinin yasallaşması halinde STK’ların çalışmalarının sekteye uğrayacağını ifade eden Özyaramış, “Bu anlamda Anadolu Gençlik Derneği (AGD) olarak zaten bu noktada tüm Türkiye’de bir farkındalık oluşturduk. Basın bildirilerimizi basına dağıttık. Bu şekilde bu kanun teklifinin geçmesi halinde İslami hassasiyetlere sahip sosyal yardım ve insani yardım alanında faaliyet gösteren STK’ların çalışmalarının ciddi anlamda sekteye uğrayacağını düşünüyor ve çalışmalarının durma noktasına geleceği endişesi taşıyoruz.” diye konuştu.