Ekonomiyi durma noktasına getiren çok sert karantina önlemleri yaşadıklarını, 18 aylık salgın sürecinde çalışamadıklarını, uzun süre kapalı kaldıklarını anlatan Demirer, kısıtlı saatlerde faaliyet göstermeye çalıştıklarını, halen ruhsat saatlerine göre faaliyetlerini tam olarak sürdüremediklerini aktardı.
Demirer, salgının bedelini ekonomik ve sosyal olarak ödediklerini belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
“Bugün salgının bir daha geri gelmemek üzere ortadan kalktığını düşünmek için erken. Fakat bugün 18 aydır süren mücadelede gelinen noktada insanlık için bir umut var, çünkü aşı var. Aşı, tercih değil toplumsal sorumluluktur. İnanıyoruz ki bireysel özgürlükler ancak toplumsal kazanımlarla korunabilir. Şu anda mümkün olan tek seçenek hayatı korumak için virüsle güvenli bir şekilde bir arada yaşamak, toplumun farkındalığını ve kurallara uyumu artırmaktır. Toplumsal bağışıklığı yakalamak da artık bir yöntem olarak gözükmektedir. Zira iki doz aşısını tamamlamış bireylerin virüsle temaslarında varyantı ne olursa olsun ağır bir vaka durumunun gerçekleşmediğini tüm dünyada gözlemliyoruz.””1 Eylül’den itibaren sadece iki doz aşı yaptıranlar restoranlara girebilsin”
Kaya Demirer, TURYİD olarak hükümetin desteğiyle gerçekleşebilecek iki yeni önerilerinin bulunduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
“Birincisi; 1 Eylül’den itibaren lokanta, kafe, bar, gece kulübü, kıraathane, spor salonları, her türlü müsabaka sahaları, sinema, tiyatro, konser ve düğün ve özel davetlere katılacak misafir ve müşterilerin 2 doz aşıyı yaptırmış olması zorunluluğu getirilmesi. İkincisi; 1 Eylül’den itibaren 2 doz aşısını yaptırmaktan imtina etmiş sektör çalışanlarımızın kanun değişikliğiyle işverenin inisiyatifinde ileri bir tarihe kadar tek taraflı bir karar ile zorunlu ücretsiz izine çıkartılabilmesi durumu. Önerdiğimiz bu iki maddenin 1 Eylül itibarıyla yürürlüğe girebilmesi için 1 Ağustos’ta bu kararın açıklanmasıyla 4 haftalık süre içinde hiç aşılanmamış bireylerin dahi iki doz aşısını tamamlaması sağlanmış olacaktır.”
Demirer, dünyada aşıya ulaşamadığı için büyük zorluklar çeken toplumların bulunduğunu anımsatarak, tedarik sorunu bulunmayan Türkiye’de aşıdan imtina edenlere “bu sefer siz evlerinizde kalın biz emeğimize, ekmeğimize ve sosyal hayatımıza sahip çıkalım” demek istediklerini bildirdi.