Görülme sıklığı artan uyuzla ilgili uzmandan uyarılar
Harran Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aksoy, uyuzun son zamanlarda adeta bir salgına dönüştüğünü belirterek görülme sıklığı artan hastalığa ilişkin uyarılarda bulundu.
Uyuzun en kolay yayılma alanının toplu alanlar olduğunu belirten Aksoy, okul, kışla, huzurevi gibi toplu alanlarda, çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklığı zayıf olan kişilerde bulaşmanın daha kolay olduğunun altını çizdi.
UYUZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?
“Parazit kişiye geçtikten 4-6 hafta sonra ortaya çıkan ve özellikle geceleri ve sıcakla artan inatçı kaşıntı, hastalığın en önemli belirtisidir” diyen Aksoy, hastalığın kadınlarda meme uçları ve çevresi, erkeklerde genital bölgede rastlandığını kaydetti. Aksoy, “Çocuklarda ise erişkinlerden farklı olarak, avuç içi ve ayak tabanları, yüz ve boyun da sık tutulan bölgelerdendir. Parazit derinin en dış tabakasında, kazdığı gri-beyaz renkli, tünel denen lezyonlarda yaşar. Deride kaşınmaya bağlı kaşıntı izleri, sıyrıklar, sert kabarık lezyonlar ve su dolu kabarcıklar görülebilir” ifadesini kullandı.
İnsan gözüyle fark edilemeyen bir parazitin neden olduğu çok kaşıntılı ve bulaşıcı bir deri hastalığı olan uyuzun, sonbahar ve kış aylarında sıklığı artar.
Her 2 cinste, tüm yaş gruplarında, tüm etnik gruplarda ve tüm sosyoekonomik düzeylerde görülebilir.
Kişiden kişiye yakın temasla (aynı yatakta yatma, ortak kullanılan eşyalar ve aile bireyleri arasında), genellikle 15-20 dakikalık temas süresiyle bulaşır. Sadece tokalaşma ile bulaşma zordur. Salgınlar yapabilmesi nedeniyle okul, kışla, huzurevi gibi toplu alanlarda, çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklığı zayıf olan kişilerde bulaşma daha kolaydır.
Parazit kişiye geçtikten 4-6 hafta sonra ortaya çıkan ve özellikle geceleri ve sıcakla artan inatçı kaşıntı, hastalığın en önemli belirtisidir. El parmak araları (sıklıkla başlangıç yeri), el bilekleri, koltuk altları, göbek çevresi, genital bölge, kulak arkaları, bel bölgesi, ayaklar, ayak bilekleri ve kalçalarda şiddetli tutulum olur. Kadınlarda meme uçları ve çevresi, erkeklerde genital bölge tutulumu tipiktir. Çocuklarda erişkinlerden farklı olarak, avuç içi ve ayak tabanları, yüz ve boyun da sık tutulan bölgelerdendir. Parazit derinin en dış tabakasında, kazdığı gri-beyaz renkli, tünel denen lezyonlarda yaşar. Deride kaşınmaya bağlı kaşıntı izleri, sıyrıklar, sert kabarık lezyonlar ve su dolu kabarcıklar görülebilir.
Tanı genellikle klinik olarak konmakta olup, lezyonlardan kazıntı alınıp mikroskopta parazitin saptanması ile de mümkündür.
Hasta ile aynı ortamda yaşayan aile bireylerinin, aktif şikâyetleri olmasa dahi eşzamanlı tedavi edilmeleri tedavi başarısı için çok önemlidir.
Tropikal, sistemik ve majistral tedaviler mevcuttur.
Topikal tedavi uygulanacaksa, ilacı deriye uygulamadan önce iyi bir banyo ve kese yapılmalıdır. Uyuz preparatları kulak arkalarından ve enseden başlayarak ayak tabanları dahil bütün vücuda sürülmelidir, parmak araları, göbek, kasık, intergluteal bölge gibi tüm kıvrım yerlerine sürmeye de özel itina gösterilmelidir.
Önerilen süre sonunda yıkanarak ilaç vücuttan tamamen temizlenmelidir.
Son 1 hafta içinde kullanılmış kıyafet, çamaşır ve yatak takımları, en az 60 derece sıcaklıkta yıkanıp ütülenmelidir. Yıkanamayacak eşyaların ağzı bağlı bir poşet içinde ortalama 7 gün saklanması yeterli olacaktır.
Hastalarda, başarılı bir tedaviden sonra bile kaşıntı ve hastalık bulguları 2-6 hafta kadar devam edebilmektedir.