Şanlıurfa’da hayvanseverlerden sokak hayvanlarıyla ilgili açıklama
Hayvanları koruma derneklerinin ortak organizasyonu ile 81 ilde hayvan haklarıyla ilgili eş zamanlı ortak basın açıklaması yapıldı.
Şanlıurfa’daki basın açıklaması kent meydanındaki alışveriş merkezinin bulunduğu alanda yapıldı.
“Sokak hayvanları sahipsiz değildir”, “6. madde kırmızı çizgimizdir”, “Bir kap bir yemek su” yazılı dövizler açan hayvan hakları savunucuları adına Kimsesiz Hayvanları ve Doğayı Koruma Derneği Temsilcisi Yasemin Al basın açıklamasını okudu.
En son Denizli ve Konya’daki hayvan barınaklarındaki olaylar olmak üzere özellikle sahipsiz köpeklere yapılan şiddet içerikli muamelelere tepki gösterilen ve Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki yetersizliklere de dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bugün bir Müslüman ülkeye, bir uygar ülkeye ve bir hukuk devletine yakışmayacak biçimde merhamet, sevgi ve insanlık duyguları taşlaşmış yüreklerini terk etmiş adeta cinnet geçiren küçük bir azınlık olan kanlı bir şer çetesi zavallı sokak köpeklerine toplatılıp öldürülsünler diye savaş açmış durumda. Ne yazık ki bu kanlı şer odakları ‘Devlet bizim arkamızda’ diye cüretkârca açıklamalar yapabilecek kadar gözlerini kan bürümüş durumdalar. Devletin ilgili kurumları ise, sokak hayvanları sorununun tek sebebi bakımevi kurmayan, kısırlaştırma yapmayan belediyeler olmasına rağmen, bazı siyasilerin ve odakların etkisi ile hedefe hayvanların toplatılması ve öldürülmesini koymaya devam ediyor.”
İlgililerin hayvan hakları savunucularının taleplerini dikkate almadığı kaydedilen açıklamada, şu uyarıların dikkate alınması istendi:
“1) Resmen zehir ve kıyma alarak 100 yıl Boyunca Zehirleyerek öldüren belediyeler 2004 yılında çıkan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunundan 18 yıl geçmesine rağmen hala daha bakımevi kurmadılar, hayvanları toplarken birazını öldürüp kalanları da başka şehirlere kırsala çöplüklere atmaya devam ettiler.
2) Bu dönemde Konya, Balıkesir, Denizli, Samsun, Trabzon, İstanbul, İzmir, Aydın, Gaziantep, Erzincan, Kocaeli, Mersin ve Beykoz gibi büyük yaşam alanlı dev bakımevleri yapılan şehirlerde, bir taraftan katliamlar devam edip, bakımevlerinde hayvanlar aç susuz ölümlere mahkum edilirken, sokak hayvanı sayısı dev bakımevlerine götürmek bahanesi ile ilçelerin birbirlerine köpek atmaları sebebi ile patlayarak artmaya devam etti.
3) Bütün belediyelerin kendi sınırları içinde kısırlaştırma üniteleri, bakımevleri kurmaları hükmü maalesef yeni 7332 sayılı yasada belediyelere 3-4 yıla yakın süreler verilerek ötelendi.
4) Türkiye’deki 916 ilçe her gün 10 kısırlaştırma yapılsa, bir yılda 2.198.400 kısırlaştırma sadece ilçelerde olabiliyor… Bunun yanında 80 büyükşehir ve il, günde 50 şer kısırlaştırma yapsalar yılda 960.000 kısırlaştırma il ve büyükşehirlerde olur…Yılda yaklaşık 3.000.000 civarında köpek kısırlaştırılır ve köpek nüfusu hızla azalmaya başlar. DSÖ nün verilerine göre düzenli kısırlaştırma ile her yıl sayıda yüzde 30 oranında azalma olacağı düşünüldüğünde, sorunun 2 yıla kalmadan büyük ölçüde kontrol altına alınacağı açıktır.
5. Tek çözüm olan kısırlaştırma ile 2 yılda üreme kontrol altına alınabilecekken, Tarım Bakanlığı ve bazı siyasiler, kanlı şer çetesini de yanına alarak ormanlara dev barınaklara toplama öldürme odaklı çalışmaları ısrarla sürdürmekteler.
6. Bu tespitler çerçevesinde, ilgili herkesi uyarıyoruz. kadim kültürü merhamet olan Anadolu insanları ve biz yüreğini bu hayvanlar için ortaya koymuş gönüllüler bir hukuk devleti olan Türkiye’de, bu hayvanlara katliamlar zulümler ölümler getirecek hiçbir uygulamaya izin vermeyeceğiz.”
Basın açıklaması, “Sokak hayvanları sahipsiz değildir” sloganlarıyla sona erdi.