Bakan Soylu, Maraş’ta konuştu: Elinizde ne kadar malzeme varsa gönderin
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş Afet Koordinasyon Merkezi’nde, deprem sonrası yapılan çalışmalara ilişkin açıklama yaptı.
AFAD’ın toplam personel sayısının 7 bin 300 olduğu bilgisini veren Soylu, “Takdir edilir ki 7 bin 300 personelle Türkiye’deki bu büyük afeti veya herhangi bir afeti yönetebilmek mümkün değildir. AFAD, bir koordinasyon kurumudur. Baştan itibaren de bunu ortaya koyuyoruz ve 25 çalışma grubunun her birinin arama kurtarmadan beslenmeye, haberleşmeye, barınmaya, sağlığa kadar birçok paydaşı var” dedi.
Devletin ve sivil toplumun bütün kitlesiyle AFAD koordinasyonunda hep beraber çalıştığını kaydeden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama birtakım değerlendirmeler yapılıyor. AFAD nerede? AFAD sağlıkta. Bu, bir koordinasyon. Herkes kendi işini yapıyor. AFAD nerede? Arama kurtarmada, poliste, jandarmada, güvenlikte veya Mehmetçik’te. AFAD nerede? Kamyonda. Her birinde ortaya çıkan bir çalışmayı devletin kendi koyduğu bir kural çerçevesinde yönetmektedir.”
“ULAŞMADIĞIMIZ KÖY SÖZ KONUSU DEĞİL”
Bakan Soylu, deprem bölgesine yardımların devam etmesi gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deniyor ki ‘artık malzeme göndermeyin.’ Aziz milletimize de ifade etmek istiyorum. Elinizde ne kadar malzeme varsa gönderin çünkü burada milyonlarca insan var bu bölgede ve her birinin aşa ihtiyacı var. Aşevleri çalışıyor. Aşevlerine malzeme bulmakta yarın öbür gün zorlanacağız yani biz sahadayız.
Ne olduğunu görüyoruz. Hangi ihtiyacı olduğunu da değerlendiriyoruz. Ve ilk malzeme geldi, önce depolara aldık. Ardından ilçelere gönderdik. Ardından mahallelere sevk ettik. Ardından da köylere gönderdik. Ve şu ana kadar Kahramanmaraş’ta havadan ve karadan ulaşmadığımız köy söz konusu değil. Ve en son dünden itibaren 30 ekip, sağlık araçları köylere gitmektedir. Yardım götüren özellikle vatandaşlarımızı köylere yönlendiriyoruz. Yaklaşık 100’ün üzerinde off-road araçları var. Onlarla beraber bütün köylere Kahramanmaraş’ta malzeme dağıtıyoruz. Bunu bir Kahramanmaraş ölçeğinde söylüyorum. Aslında bütün her yerde aynı işlem bir şekilde devam etmektedir. “
Özellikle yemek yapımında kullanılacak gıda malzemelerine ihtiyaç olduğunu ifade eden Soylu, “Bu operasyon uzun dönemli bir operasyon. Sayın Cumhurbaşkanı’mız bir yılda konutların teslim edileceğini defalarca kamuoyuna deklare etti. Demek ki en az burada bir yıl boyunca aşın kaynaması lazım. Bir yıl boyunca buradaki insanlara mağduriyet yaşatmamamız lazım” dedi.
“TEK GÜVENLİK SORUNU YAĞMACILIK DEĞİL”
“Kahramanmaraş merkezli deprem afetini yönettiğimiz şu süreçte yaşadığımız tek güvenlik sorunu yağmacılık değil, yalancılıktır” diyen Süleyman Soylu, “Tekrar söylüyorum, yaşadığımız tek güvenlik sorunu yağmacılık değil, yalancılıktır. Allah hepimizi bundan muhafaza etsin. Buradaki arkadaşlarımız günlük 2 saat, 3 saat, 4 saat uyudukları zaman kendilerini dinlenmiş hissediyorlar çünkü hepimiz sorumluluğumuzu taşıyoruz. Güvenlik meselesinde şu anda bu bölgede takviye 80 binle birlikte ki şu anda bütün bölgeye 5 bin bekçi daha çektik ve gece bu 5 bin bekçi sürekli olarak dolaşacaklar” diye konuştu.
“BİZ BİR YAĞMA GÖRMEDİK”
Her şeyin doğrusunu anlatacaklarını kaydeden Soylu, “Biz Kahramanmaraş’tayız, bir yağma görmedik. İnsanlar dükkanları, camları, belki depremden kırık olduğu için açık, kimse kimsenin yerine girmiyor ama Türkiye’de zihni yağmalanmış, yıllardan beri zihni birileri tarafından sürekli yağmalanmış insanlar afetle karşı karşıya kalan aziz vatandaşlarımızı istismar etmek için ülkemizin bu acı ve zor gününü istismar etmek için elinden gelen her şeyi yapıyorlar. Onlar onu yapacaklar, biz bir taraftan onları yalanlayacağız ve doğrusunu anlatacağız ama yüzde 99 işimize bakacağız” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Soylu, sosyal medya meselesinde ise şunları söyledi:
“Kim dezenformasyon yapıyorsa, devletin bütün kurumlarıyla bizatihi şahsım da dahil olmak üzere arkadaşlar bildirdiği andan itibaren kanuni ve olağanüstü halin getirdiği bütün unsurlar kullanılmak kaydıyla hukuk karşısına çıkarılmaktadır. Burada belki de bu ülkeye yapılabilecek en kötü yüklerden, en büyük kötülüklerden ve cinayetlerden bir tanesi bu dönem dezenformasyon ve yalanla bu milletin gündemini meşgul etmek ve insanımızın kafasını karıştırmak ve vatandaşımızı umutsuzlandırmaya yönelik bir anlayışı ortaya koyabilmektir”.