Her ikiside insan hayatına yön veren talepleri vardır.Birisi insan düşünce ürünüdür.Diğeri ise ilahi hükümlerden oluşur..Birisi sadece bu dünya hayatı ile sınırlıdır.Diğeri ise hem bu dünya hemde ölümden sonra ki hayatı kapsamaktadır.
İdeolojilerde insan tanımı; konuşan hayvanDinde ise; konuşan, düşünen, akleden ve vicdan sahibidir.
Önce İDEOLOJİ NEDİR ?
İdeolojinin Tanımı ve Genel Özellikleri
Tek bir tanıma sahip olmamakla birlikte günlük dilde ideoloji kelimesinin sıklıkla belli siyasal düşünce ve doktrinleri tanımlamak için kullanıldığı görülür.
Örneğin; komünizm, liberalizm, kapitalizm, kemalizim ya da muhafazakarlık. Bunların her biri birer ideoloji örneğidir.
Dolayısıyla ideolojiyi kısaca şöyle tanımlayabiliriz:
“İdeoloji, bir bireyin ya da grubun benimsediği; toplumu, siyasal, sosyal, içtimai ve ekonomik düzeni ondan kalkarak anlamlandırmaya çalıştığı fikirler bütünüdür.”
Bir ideolojinin taşıdığı genel özellikler şunlardır:
İdeolojiler “normatif” yani “emredici” olma özelliğine sahiptir. Dolayısıyla ideolojiler sadece olanı değil, aynı zamanda ve özellikle de olması gerekeni belirterek insanları belirli amaçlar çerçevesinde yönlendirirler.
İdeolojiler genellikle katı ve dogmatiktirİlk defa ideolojiler 19. asırda sanayi devrimi ile batıda ortaya çıkan bir fikir hareketleridir.
İdeolojilerin dayandığı paradikmalar; sekülerizm, pozitivizim, hümanizim, modernite, felsefe, laiklik ve rastyonalizmdir.
İdeolojinin hakim olduğu yerde din yoktur.Bu sebeblede dinin hakim olduğu toplumlarda da ideolojiler olmazlar.Çünkü beşeri ideolojiler insanın kendi nefsinin tuğyan etmesi zevk ve sefaya dayanması ile “nefsin ilah” ilan edildiği bir algıya sahip oluşudur.
Bu sebeblede her insana çok cazip ve kolay gelebiliyor.Bu günkü dünyada ideolojiler hakim durumdadir.
DİN NEDİR ?
Din, insan hayatını doğumdan ölüme kadar olan zaman içinde ki eylemlerini kapsayan ilahi emirlerin bütünüdür.
Din’in gercek sahibi ALLAH’TIR.Peygamberler ancak elçi ve tebliğcilerdir.Peygamberlerin bize karşı rol model oluşlarıda bağlayıcıdır.
Allah, sadece kur’an ı toptan bir metin olarak araplara indirmemiştir.Parça parça hayatın ihtiyaç ve sorunlarına çözümler üretmek için peyler peyi inerek ve Resullahın örnek davranışları şeklinde hayata taşınmıştır.
Din, her toplum ve zamanda yaşanabilen bir yönü mevcut oluşu onu hep canlı ve diri tutmuştur.Ancak muhatapları düşünmez, akletmez ve projeler geliştiremezler ise şayet, o zaman din sadece belli ibadet ritüelleri haline dönüşerek camiye hapsedilir.
Halbu ki, dinin; bireysel, toplumsal, sosyal, siyasal, ekonomik ve ictimai bütün kapsayıcı konularda bir söyliyeceği vardır.
Din, son mesajı ile Mekkede arap tolumunda şekillenmiş olması tarihi bir gerçektir.Bu sebeble arapların gelenek, töre ve anenelerinin iyi olanları ile bütünleşmiş olduğu gerçeğini unutmamalıyız.Buda gayet doğal bir durumdur.Yoksa o günkü insanların vahiy ile yeni dini kabullenmeleri çok zor olabilirdi.
İslam dininin araplara inmesi onu bir topluma ve tarihe mahkum etmek ALLAH’A baş kaldırı kopmleksidir.
İblis gibi kendilerini üstün ırk gören kibirli toplumlar arabın dini diyerek gizli ALLAH DÜŞMANLIĞI yapmaktalar.
ALLAH tek otorite ve kanun koyucu ilkesi ile her toplum ve kavim dünyanin neresinde olursa olsun.Kendi gelenek, töre ve adetleri ile dini hakim kılmak sureti ile yaşabilirler. Bir de geçmişte ki arap islam kültür kotlarını ve şekillerini bire bir kopyalamayi gerktirmez.
Her bölge ve kültürde ait olan toplumların alıp yaşayabileceği kolayliktadır din.
Din, önce insanın zihnini, kalbini, aklını ve duygularını inşa ederek iyi ahlaklı insanı önerir.
Ve bu iyi insanların oluşturduğu aile ve toplumda hem bu dünyada hemde ahirette huzur ve mutlu olmalarını sağlayan faktör gercek din dir.
DİN, İNSANI KENDİ MAKİNA AYARLARINA UYGUN EN İYİ YAŞAMA KILAVUZUDUR.
Dinsiz toplumlar ideolojilerin çarkları arasında üğütülen mutsuz ve huzursuz insan yığınları oluşturur.
Zeki Celik