İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Her zaman söylediğimiz bir söz var, ‘trafik kazalarında 1 bizim için büyük bir rakamdır, en sevdiğimiz rakam da sıfırdır’” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kızılcahamam Çam Otel’de ‘Trafik Birim Amirleri 2. Etap Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. 81 ilden trafik hizmetlerinden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcıları ile Şehir İçi ve Bölge Trafik Müdürlerinin katılımıyla gerçekleştirilen toplantılar 10-11 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek.
Bakan Soylu, toplantıda trafik alanında görev alan personele tebrik ve teşekkürlerini ileterek, “Türkiye trafik kazaları konusunda büyük acılar barındıran bir ülkeydi. Trafik Başkanımız, hepimizin göğsünü kabartan, ne yapacağımızı bildiğimizi gösteren, hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın talimatıyla neler ortaya koyulduğunu gösterdi. Bu tek başına yapılan bir iş değil, hep birlikte yapılan bir iş. Benim size teşekkür etmemin sebebi, Türkiye’de 2017 yılında hem olay yeri hem de hastanede hayatını kaybeden kişi sayısı 7 bin 427. Günde 20 buçuk kişi. Bu sayı 2018 yılında 6 bin 675’e, 2019’da 5 bin 473’e düştü.
2019 Haziran ayından 2020 Haziran ayı arası sizlerin gayreti, bizlerin politikalarıyla hem kaza yeri hem de hastanede vatandaşlarımızın hayatını kaybetme rakamı 4 bin 996’ya, 2017’deki günde 20 buçukluk ölüm rakamı da 13 buçuğa düşmüş. Bu Türkiye’nin gelişimine yakışan bir gelişmedir. Bunu daha aşağıya çekmek istiyoruz. Avrupa seviyesine, hatta Almanya seviyesine çekmek istiyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin eski dönemde kronikleşmiş bazı sorunları olduğuna değinen Soylu, “Sizler de, ben de, bizim büyüklerimiz de bu ülkede kronikleşmiş birtakım sorunların içinde büyüdük. Mesela hepimiz ve bizim büyüklerimiz, kronikleşmiş bir demokrasi mücadelesinin içinde büyüdü. Vesayet anlayışından tutun darbe pratiğine kadar. Yine hepimiz ve bizden önceki büyüklerimiz, kronikleşmiş ekonomik kalkınma sorunlarının içinde büyüdük.
Yine hepimiz kronik bir terör problemiyle ve bununla bağlantılı olarak ‘Doğunun makus talihi’ diye andığımız kronik bir geri kalmışlık problemiyle büyüdük. Hatta kronik bir afet yönetimi problemimiz bile vardı, ne yazık ki onu da ancak 17 Ağustos depreminde fark edebildik. Bizler bugün 21’inci yüzyılı sıklıkla güvenlik problemleri üzerinden tarif ediyoruz, hatta içinde bulunduğumuz 2020 yılı buna bir de virüs salgınını ekledi ama bizim ülkemiz açısından 21’inci yüzyıl aynı zamanda 2002’den itibaren kronikleşmiş sorunlarımızın üstüne gittiğimiz, güçlü bir liderlik ve stratejik bir akılla teker teker çözdüğümüz, problemlerin kronik olma karakterlerini bitirdiğimiz, en azından tünelin ucundaki ışığı gördüğümüz bir yüzyıl oldu” diye konuştu.
Türkiye’nin terör konusunda da çok yol katettiğini belirten Soylu, “Terörde bugün PKK’nın dağda kalmış elemanlarının teker teker hesabını tutar hale geldik. İkna yöntemiyle veya operasyonel saha baskısıyla her gün birer ikişer hesaptan düşüyoruz. Keza Doğu ve Güneydoğu’da hayatın seyrini değiştirdik. Yolları yeniliyoruz, tekstil fabrikaları açıyoruz, çocuk parklarından bilgisayar kodlama sınıflarına kadar gündelik hayatın pek çok noktasına temas eden adımlar atıyoruz. Demokrasi alanında tüm vesayeti bitirdik ve millet iradesinin önündeki tüm engelleri kaldırdık. Ve dünün kronik kalkınma sorunları yaşayan Türkiye’si, bugün dünyada yazılım üreten, insansız hava aracına kadar pek çok savunma sanayi ürününü dünyaya ihraç eden, kendi denizlerinde özgürce doğal kaynak arayabilen bir ülkedir” ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 2010 yılında aldığı kararla ilan ettiği hedeflerine dünyada uyan iki ülkeden birinin Türkiye olduğuna dikkat çeken Soylu, “Türkiye’de 2011-2020 arasında trafik kazalarındaki ölüm vakalarının yüzde 50 azaltılması hedefini Lüksemburg’la birlikte tutturabilen dünyada sadece iki ülkeden birisi olabilmişse, işte bunun altında 21’inci yüzyıl başından ortaya koyduğumuz, tarif etmeye çalıştığım anlayışımız yatmaktadır. Trafiğin dört ana bileşeni olan eğitim, denetim, altyapı ve ilk yardım hizmetlerindeki gelişmeyle eş zamanlı seyretmiştir. Ülkemizde sağlık ve ulaştırma altyapısında elde ettiğimiz gelişmeler, hem kaza sayılarında hem de yaşanan can kayıplarının azalması üzerinde etki etmiştir. İşin trafik politikası tarafında ise 2017 yılında yayınladığımız ‘Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi’nden çok ciddi bir verim aldık” dedi.
Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi sayesinde çok hızlı sonuçlar alındığına değinen Soylu, “21’inci yüzyılda diğer sorun alanlarımızı yönetirken yaptığımız gibi, trafik yönetiminde hem yapısal değişiklikler hem de teknik ve beşeri kapasite artırımına dönük adımlar attık. Emniyet tarafında trafikle ilgili üç daireyi Trafik Daire Başkanlığı altında birleştirdik. 2016-2020 arasında personel sayısına emniyet birimlerimizde 5 bin 934 yeni personel dahil oldu. Jandarma birimlerimizde ise 2016 yılında 2 bin 700 olan trafik personeli sayımız bugün 5 bindir.
Aynı periyotta emniyet trafik birimlerimize 534 motosiklet aldık. Jandarma trafik birimlerimizde ise 2016’da hiç motosiklet yokken, yine yaptığımız alımlarla bugün bu sayı 350’dir. Bütün bu alımlarda, kapasite artırımlarında, personel kapasitemizi arttırma noktasında Cumhurbaşkanımızın destekleri ve bizzat süreci yönlendirmeleri söz konusu olmuştur” ifadelerini kullandı.
Trafik yönetimindeki önemli bir değişimi de aktaran Soylu, “Trafik yönetimindeki önemli bir değişimi de denetim anlayışımızda gerçekleştirdik. Sürücülerde farkındalık oluşturan, algılanan yakalanma duygusunu arttırmaya dönük; hata yapılmasını bekleyen değil hata yapmadan farkındalık oluşturan, bir denetleme anlayışı getirdik. İşte, tuzak radar uygulamasının yerine ortalama hız koridoru yaklaşımı, bu şekilde ortaya çıktı.
2017 yılında Edirne’den Şanlıurfa’ya kadar uzanan 2 bin 155 kilometrelik otoyol ağında sistemi kurduk. Sistemin kurulu olduğu otoyollarda 2019 yılında toplam kazada yüzde 18,8; ölümlü kazada ise yüzde 6,6 azalma elde ettik. Şimdi bunu bir adım daha ileri taşıyoruz. PTS ve KGYS kameraları üzerinden ortalama hız tespiti yapıyoruz.
İlave bir ekipman yatırımı yapmadan, tamamen yerli ve milli bir yazılımla, mevcut kameralar üzerine kurulacak bir yazılımla, aracın görüldüğü iki nokta arasındaki mesafe ile geçen zamanı hesaplayarak hız denetimi planlıyoruz” diye konuştu.
Maket Trafik Ekipleri Projesi hakkında da bilgi veren Soylu, “Halihazırda 767 adet maket/model trafik ekip aracımız var ve bu araçların bulunduğu 3 kilometrelik yarıçaplı alan içinde ölümlü kazalarda yüzde 17,5; ölümlerde ise yüzde 26,4 azalma elde ettik. Demek ki doğru bir politika uyguluyoruz. Zaman zaman otoyolu kesip mola yerine yönelterek sürücülerin dikkat dağınıklığının önüne geçmeye çalışıyoruz.
Şehirlerarası yollarda sürücüyü özellikle araçtan indiriyoruz. Özellikle şehirlerarası otobüslere özel denetimler, sivil kontroller planlıyoruz. Fahri trafik müfettişlerimizin hem sayısın hem de aktivitesini arttırmak için ilave çalışmalar yapıyoruz. Bunların haricinde geleceğin sürücülerini yetiştirmek için, gelecekteki sürücü davranışlarını şimdiden doğru oluşturmak için de pek çok kampanya ve eğitim programı uyguluyoruz. 46 ilde 97 adet çocuk trafik eğitim parkımız var. Bu bize yeterli değil. Bunların bir kısmını modernleştirdik ve işlevselliklerini arttırdık.
Bu parklardan bulunmayan 25 il için de çalışma başlattık. Ve buralarda şu ana kadar yaklaşık 200 binin üzerinde evladımıza trafik eğitimi verdik. Narkotik operasyonlarında ele geçen tırları trafik eğitim tırlarına dönüştürdük. Mobil trafik eğitim tırı projemizle şu ana kadar 400 bin çocuğumuza trafik eğitimi verdik” dedi.
Mesleğe yeni başlamış veya başlamak üzere olanlar için de öğütlerde bulunan Soylu, ölümlü ya da yaralanmalı bir trafik kazası olduğunda mutlaka olay yerinde olunması gerektiğini söyledi. Soylu, “Her zaman söylediğimiz bir söz var, ‘trafik kazalarında 1 bizim için büyük bir rakamdır, en sevdiğimiz rakam da sıfırdır’” dedi.
Toplantıya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra; Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Trafik Başkanı Mehmet Yavuz ve çok sayıda trafik hizmetlerinden sorumlu amir katıldı.