Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “ Önümüzdeki aylarda 20 bin öğretmenin daha atamasını yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Valiliği Eğitim Tesisleri Toplu Açılış Töreni’ne katıldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan eğitim öğretim tesislerinin tüm öğretmen ve öğrencilere hayırlı olmasını diledi.
Tek bir açılış töreniyle 326 eğitim öğretim tesisini Ankaralıların hizmetine sunduklarını belirten Erdoğan, “Bu eğitim öğretim tesisleri arasında; anaokulundan ilk ve ortaokula, güzel sanatlar lisesinden imam hatip lisesine, halk eğitim merkezinden bilim ve sanat merkezine kadar her türlü kurum mevcut. Bu okullarımızın bir kısmı yeni ihtiyaçlara göre sıfırdan inşa edilirken bir kısmı da ömrünü tamamladığı için yıkılarak yeniden yapıldı. Depreme dayanıksız olduğu tespit edilen toplam bin 116 derslikli 88 okulumuzu yıkarak yerlerine 2 bin 593 derslikli yeni okullar yaptık. Bugün ki hizmete aldığımız 7 bin 541 yeni derslikle Ankara’daki toplam derslik sayımızı 49 bin 700’e ulaştırıyoruz. Açılışını yaptığımız yatırımlarla birlikte 184 okulumuz daha Ankara’da tekli eğitime geçecektir. Böylece şehrimizde tekli eğitim öğretim yapan okullarımızın oranı yüzde 95’e yükselecektir. Halihazırda yatırım süreçleri süren okullarımızın da hizmete girmesiyle bu oranı yüzde yüze çıkaracağız. Bu şekilde Başkentimizde ikili eğitim öğretim meselesini tamamen kaldırarak eğitim öğretim ile ilgili hedeflerimizde bir eşiği daha aşacağız” ifadelerini kullandı.
Milletin iradesiyle Türkiye’yi yönetme vazifesini üstlendiklerinde Türkiye’yi 4 temel sütun üzerinde yükselteceklerinin sözünü verdiklerini hatırlatan Erdoğan, “Şöyle geriye dönük bir muhasebe yaptığımızda sadece bu 4 alanda değil, savunmadan ulaştırmaya, ticaretten dış politikaya, enerjiye her alanda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirdiğimizin iftiharı içerisindeyiz” dedi.
“2002 yılında milli eğitim bütçesi 7.5 milyar lira iken 2021 yılında bu rakam 147 milyar liraya yükseldi. Yüksek öğrenimi dahil ettiğimizde eğitim öğretim bütçemiz 211 milyar lirayı aşıyor. 18 yıl önce resmi özel dahil okul ve kurum sayımız 50 bin 877 iken bugün bu sayı 87 bin 640’a çıktı. Ülkemiz genelindeki derslik sayısını da 343 binden 600 bine taşıdık.”
Öğretmen adaylarına müjde
Kadro tahsislerinde de en büyük payı eğitim öğretime ayırdıklarını vurgulayan Erdoğan, 2002 yılından bugüne kadar toplam 693 bin öğretmenin atamasını gerçekleştirdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğretmen adaylarına da bir müjde verdi. Erdoğan, önümüzdeki aylarda 20 bin öğretmenin daha atamasını yapacaklarını kaydetti.
Erdoğan, eğitimde sadece altyapıyı geliştirmekle kalmadıklarını, bakış açısını da yenilediklerini belirterek, “Bizden önce maalesef Türk eğitim öğretim sistemi öğrencilerin yeteneklerini keşfetmekten ziyade onları formatlamak üzerine kuruluydu. Kılık kıyafetten müfredata kadar hemen her alanda vesayetçi tek tipçi zihniyetin renkleri hakimdi. Yeni öğretmenlerle kadrolarımızı yenilerken eğitim öğretim sistemimizi de bu jakoben bakış açısının tasallutundan kurtarmaya çalıştık. 28 Şubat ürünü 8 yıllık kesintisiz eğitim öğretim dayatmasına son vererek 4+4+4 ile eğitim öğretimi kademelere bölüp zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarttık. Ortaokullarda lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlere göre seçmeli dersler oluşturduk. Öğrencilerimiz oldukça geniş bir yelpazede ilgi alanları ve kabiliyetlerine göre seçmeli dersler alabiliyor. Ülkemizde bir dönem gizli saklı yürütülen Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi eğitimini tüm öğrencilerimiz için erişilebilir hale getirdik. Üniversiteye girişteki okul katkı puanlarını, katsayı farklılıklarını, yıllarca marjinal örgütler tarafındın istismar edilen üniversite harçlarını biz kaldırdık. Böylece eğitim öğretim sistemimizin tüm gücünü ve enerjisini başka şeyler yerine sadece çocuklarımızın gelişimine odaklamasını temin etmenin gayreti içinde olduk” açıklamasını yaptı.
“Eskilerin deyimiyle bu ülke delikli kuruşa muhtaç olduğu kötü günler yaşadı. Eğitim hayatımız 80-90 kişilik sınıflarda, şimdiki gibi böyle 20-25-30 kişilik sınıflar değil, hatta hatta öyle okullarımız vardı ki 100-120 kişilik sınıflar vardı. Boyası badanası olmayan derme çatma okul binalarında hayatımızı geçirdik. Aynı sırada en az 3 öğrencinin oturduğu sınıflarda kara tahtanın önünde tebeşir tozları içinde ders işlemeye çalışırdık. Yaşıtlarımızın çoğu ya abisinin, ablasının kitabıyla ya da komşusundan ödünç alınan ders kitaplarıyla okulunu bitirmiştir. Şimdi ise biz kuşe kağıtta kitapları sıraların üzerine koyuyor ve öğrencilerimize teslim ediyoruz. Taşradaki okulların durumu o zamanlar çok daha vahimdi. Çoğu zaman birkaç sınıfın bir arada eğitim öğretim gördüğü köy okullarında öğrenciler ısınmak için yanlarında çantalarıyla beraber yakacakta getirirdi. Servis diye bir hizmet olmadığı için okuluna kadar karda kışta saatlerce yürümek zorunda kalan öğrenciler vardı. Benim mesela okuluma yarım saatte giderdim. Kütüphane, laboratuvar, spor salonu gibi imkanlar ise büyükşehirlerdeki okullarda bile lüks kabul ediliyordu. Örneğin bizim okulumuzun öyle spor salonu falan yoktu. Çok basık, sıçradığın zaman başının değeceği şekilde beden eğitimi dersini yaptığımız bir bölüm vardı. Ama şimdi ısrarla diyoruz ki, okulumuzu inşa ederken spor salonlarımızı yapacağız. Hatta daha da ileri gidiyoruz, tribün de yapacağız. Bunlar birçok okulumuzda yapılıyor. 18 yılda eğitim öğretime yaptığımız devasa yatırımlarla ülkemize ve milletimize yakışmayan o utanç tablolarına biz son verdik. Lider ülke Türkiye idealimize uygun şekilde eğitim öğretim altyapımızı tamamen yeniledik. Bugün artık öğrencilerimiz ders kitaplarını nereden ne zaman bulacağız diye endişelenmiyor. İlk ders zilinin çalmasıyla tüm okul kitapları sıralarında kendilerini bekliyor. Köylerdeki 667 bin evladımız okullarına saatlerce yürüyerek değil, kapısının önüne kadar gelen servis araçlarına binerek okuluna gidiyor. Okula gidemeyen öğrencilerimize verdiğimiz desteklerle, burslarla, kredilerle onların eğitim öğretim özlemlerini, okul hasretlerini sona erdiriyoruz. Büyükşehirlerden ilçelerimize kadar tüm okullarımıza bir kütüphane kazandırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Laboratuvar noktasında da aynen çalışıyoruz. Ülke genelindeki toplam 29 bin adet kütüphanemizle, 2 bin 750 dijital kütüphanemizle öğrencilerimize hizmet sunuyoruz. Spor salonundan mescidine, laboratuvarından atölyelerine kadar ihtiyaç duyulan her şeyin olduğu okullarımızın sayısı giderek artıyor. Kara tahtalar yerini etkileşimli tahtalara, 90 kişilik sınıflar yerine en fazla 25-30 kişinin bulunduğu sınıflara bırakıyor. Aynı anda birkaç sınıfın birden eğitim gördüğü okul manzaraları artık tamamen tarihe kavuştu.”
Türkiye’nin son 18 yılda eğitim öğretim altyapısını dünyada en hızlı geliştiren, en hızlı yenileyen ülkelerin başında geldiğine dikkat çeken Erdoğan, “Daha önce biz başka ülkelerin eğitim öğretim şartlarına gıpta ile bakarken şimdi birçok ülke bizim eğitim öğretim imkanlarını örnek alıyor” dedi.
Hayatın her alanında olduğu gibi eğitimde de ihtiyaçların, taleplerin, beklenti ve yönelimlerin zamanla değiştiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“20 yıl öncesinin Türkiye’si nasıl bugünden farklı ise 20 yıl sonrasının Türkiye’si de bugünden farklı olacaktır. Zamana karşı durmak ve değişime direnmek yel değirmenlerine meydan okumaktan farksızdır. Buraya nereden, hangi şartlardan geldiğimizi unutmayacağız. Anne ve babalarımızın bugün bize gayet tabi gelen imkanlar için neler çektiğini, ne tür bedelleri ödediğini de aklımızdan çıkarmayacağız. Geçmişten ders alarak ama geçmişe de takılıp kalmadan geleceğe yürümemiz gerekiyor. Eğitim başta olmak üzere politikalarımızı belirlerken maziden atiye uzanan geniş bir vizyonla hareket etmeliyiz.”
Korona virüs salgını ile beraber eğitim öğretimde dijitalleşmenin hiç olmadığı kadar öne çıktığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir tarafta kaybederken öbür taraftan da bana göre dijitalleşme ile çok farklı bir mesafeyi aldık. Zamanında teknolojiye, iletişim altyapısına yatırım yapan ülkeler salgın sürecini diğer ülkelere nazaran daha kolay atlatıyor. Türkiye olarak işte en son dünya sağlık örgütü bir açıklama yaptı, 2022’nin başında korona virüsün, inşallah bu salgının sona ereceği müjdelerini veriyor. İnşallah dedikleri gibi olur. Biz buna da hazırlığımızı yapmamız lazım ama rehavete kapılamayız” dedi.
Dünyada aşılamayı en başarılı şekilde yürüten ülkenin Türkiye olduğunu bir kez daha yineleyen Erdoğan, dün itibariyle 7.5 milyon kişinin aşılandığını söyledi. Bu süreci kararlı ve ciddi bir şekilde sürdürdüklerinin altını çizen Erdoğan, “Gevşeme yok. Yeni yeni takviyeler alıyoruz. Çünkü herhangi bir rehavet bize çökerse Allah göstermesin bir aksilik altından kalkamayız, bedelini de ödeyemeyiz” diye konuştu.
Türkiye olarak sağlık gibi eğitim öğretime yapılan yatırımların meyvelerini bu zorlu süreçte toplama imkanı bulduklarını söyleyen Erdoğan, yüz yüze eğitime ilişkin de mesajlar paylaştı.
Salgının sebep olduğu sıkıntılara rağmen eğitim öğretim faaliyetlerini ülke çapında kesintisiz sürdürebilen birkaç devletten birinin Türkiye olduğuna kaydeden Erdoğan, “657 bini salgın döneminde olmak üzere bugüne kadar toplam 2 milyon tablet bilgisayarı öğrencilerimize ulaştırdık. Bu dönemde eğitim bilişim ağı, yani EBA televizyon ve internet platformlarıyla da uzaktan eğitimi başarıyla yürüttük. TRT EBA Ortaokul ve TRT EBA Lise kanallarından eğitimin devamını sağladık. 13 ayrı stüdyoda sayısını binin üzerindeki öğretmenimizle yaptığımız çekimlerle on binden fazla televizyon ders içeriği oluşturduk. 12 bin 500 saat yayın yaptık. Uzaktan eğitimde çocuklarımızın kendi öğretmenleriyle aynı sınıftaymış gibi ders yapabilmesi için EBA canlı dersleri devreye aldık. EBA canlı sınıf uygulamamızda günlük 3 milyon canlı ders kapasitesini yakaladık. Uzaktan eğitime başladığımız 23 Mart 2020 tarihinden bugüne kadar 180 milyona yakın canlı ders yapıldı. EBA internet platformumuzda öğrenci ve öğretmenlerimize bin 900’den fazla ders ve yüz binlerce içerik sunuyoruz. Bu platform 2020 yılında dünyada en çok ziyaret edilen eğitim sitesi olmuştur. Türkiye’deki tüm cep telefonu abonelerine aylık 8 gigabyte kadar EBA’ya ücretsiz erişim sağladık. EBA’ya erişimi olmayan öğrencilerimiz için 14 bin 700 EBA destek noktası ve 176 EBA mobil destek aracı oluşturduk. Bununla birlikte hiçbir şeyin yüz yüze eğitimin yerini tutmayacağını gayet iyi biliyoruz. Vaka ve hasta sayılarının azalmasına bağlı olarak peyderpey okullarımızda yüz yüze eğitimi başlatıyoruz. Köy okullarımızda ve bağımsız anaokullarında 15 Şubat itibariyle yüz yüze eğitime başladık. 1 Mart’tan itibaren de ilkokullarda haftada 2 gün, özel eğitim okul ve sınıflarında ise haftada 5 gün yüz yüze eğitime geçiyoruz. Yine 1 Mart’tan itibaren 8’inci ve 12’nci sınıflarda seyreltilmiş sınıf uygulamasıyla yüz yüze eğitime başlıyoruz. Vaka sayılarındaki düşüşle orantılı bir şekilde önümüzdeki dönemde yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. Hem öğretmenlerimizin öğrencilerini hem de öğrencilerimizin öğretmen ve arkadaşlarını özlediğinin farkındayız. İnşallah en kısa zamanda öğretmenle öğrencilerimizi buluşturmak için yoğun gayret sarf ediyoruz. O güne kadar sizlerden TAMAM diye ifade ettiğimiz temizlik- maske – mesafe kurallarına riayet etmenizi bekliyorum” dedi.