Koronavirüs salgını yeni varyantlarıyla birlikte yayılımını sürdürürken Türkiye, 100 milyon doz aşı bandını aştı. Hükümet ise vatandaşları koronavirüse karşı en etkili silah olarak görülen aşıya teşvik edebilmek için yeni kararlar almaya devam ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın eğitimciler ile okullarda çalışan personellere getirdiği haftada 2 defa PCR testi zorunluluğunun ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da işçiler için aynı karara imza attı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 81 ile gönderdiği genelgeye göre işverenler koronavirüs aşısı olmayan işçilerden zorunlu olarak haftada 1 kez PCR testi yaptırmalarını isteyebilecek.
Salgın nedeniyle alınan kararlarda en fazla tartışmanın işçi ve işveren ilişkisi bağlamında ortaya çıktığını aktaran Deneyimli Hukukçu Cüneyd Altıparmak, aşı çalışmalarının sonuç vermesiyle tedbirlerin niteliğinin değişmeye başladığını ifade etti. Hukukçu Altıparmak, bu noktada yapılan düzenleme ve genelgelerin akıllara getirdiği soruları yanıtladı.
Sorular ile cevapları şöyle:
“Aşı zorunlu mu?
Hayır. Türkiye’de kimse için böyle bir zorunluluk yok. Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamalar bu konuda hükümetin mümkün olduğunca zorunluluk getirme eğiliminin olmadığına işaret ediyor.
Devlet bu konuda düzenlemeler yapmaya yetkili mi?
Çok net biçimde evet. Bu konuda yani COVID’le mücadele tedbirleri almak, bunları illerin uygulamasının istemek ve sağlamak tüm devletlerin Anayasalarında yer alan ödevleri. Zira halk sağlığı, milli güvenlik kadar önemli bir sorun. Her ikisinde de toplu ölümler ve benzeri tehditler söz konusu.
PCR testi zorunluluğu getirilmesi hukuka uygun mu?
Evet uygun. Devlet aşıya zorlamıyor. Bunu bir tercih olarak görüyor. Ancak hastalığın yayılmasını engellemek için aşısız kimseler arasında yayılmasını azaltmak için sürekli, seri ve zorunlu kontroller yapılmasını istiyor. Bu da bir önceki soruda olduğu gibi bir ödev. Devlet, kendi yurttaşını korumak zorunda.
PCR testi kimler için zorunlu?
Şimdilik (kamu-özel, lise-üniversite, idareci-derse giren ayrımı olmaksızın) öğretmenler, toplu ulaşım araçları ile il dışı seyahatine gidecekler, toplu programlara (konser, tiyatro, sinema vb) için zorunlu. İşçiler için ise işverenin takdirine bırakılmış durumda.
İşçiler için “zorunlu PCR testi” mümkün mü?
Hayır! Devlet bu konuda yetkiyi işverene bırakıyor. İşveren işin mahiyetine, çalışan sayısına ve işin niteliğine göre kendisi karar verecek.
Niçin zorunlu test uygulamasına gidildi?
Bu alandaki belirsizlik ilerde çok farklı ve keyfi uygulamalara gebeydi. Devlet bu noktada net bir düzenleme ile konuyu işverenin takdirine bıraktı. Böylece devlet iş sağlığını korumak, iş güvenliğinin tesis etmek ve çalışma barışını düzenlemek için bu uygulamaya gitti. Nitekim Bakanlık genelgede, “COVID-19 aşısı tamamlanmamış çalışanların varlığı, işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını güçleştirmekte, diğer çalışanların mevcut sağlık ve güvenlik şartlarını kötüleştirerek çalışma barışını bozmaktadır” şeklinde bir ifadeye yer vermiştir.
İşçi bu karara uymak zorunda mı?
Hiç kimse bir yerde zorla veya istemediği şartlarda çalışamaz. Buna maruz kalmak istemeyen işçi işten ayrılabilir. Bu ayrılmanın haklı mı haksız mı olacağı noktasında henüz bir yargı kararı yok ama bu konu hukuki değil “teknik” bir konu olduğu için bilimsel verilerin esas alınarak mahkemelerin karar vereceğini gözden kaçırmamak gerekir.
Kimler PCR testi yaptırma zorunda değildir?
Bu konuda kriter şu, hastalığı geçirmiş ve tıbben “bağışıklık kazandığı kabul edilen sürede” olanlar ile aşılarının tamamlamış olanlar (yani sağlık bakanlığınca belirlenen aşıların tüm dozunu yaptırmış olanlar)
Kimlere ilişkin bir zorunluluk olacak?
İşveren PCR testini sadece hastalığı geçirmemiş veya hastalığı geçirmiş olmakla beraber tıbben “bağışıklık kazandığı kabul edilen süreyi” aşmış olanlar ile aşılarının tüm dozlarını yaptırmamış olanlardan isteyebilir.
İşveren hastalık ve aşı bilgilerine nereden ve nasıl ulaşacak?
Bunu işçiden talep edecek ve işçiye HES kodunu bildirmesinin isteyecek. Bu konuda birçok işçi zaten bu bilgi vermiş durumda. Ancak geçerlilik süresi dolan kodlar olursa işveren bunu işçiden kontrol amaçlı istediğini belirterek ve yasal olarak bu bilgiyi koruyacağını taahhüt ederek alabilecek. İşçi HES kodunu vermemekte ısrar ederse, işverenin bunu resen araştırma bulma gibi bir yükümlülüğü yok. Bu duru iş disiplinine aykırı bir durum olarak ele alınabilecek ve işçiye bu yönde bir süreç işletilebilecek.
Peki PCR testi verilmesini işveren nasıl talep edecek?
HES kodu ve bağlı bilgilerini alan işveren PCR testi yapması gereken işçisine, sade ve yalın bir dille aşı olunmaması halindeki risk ve tedbirleri bildirecek. Bunun yazılı olması ispat anlamında önemli. Bu yazıda ayrıca aşı olmaması veya test sonucu bildirmemesi durumuna bağlı olarak doğacak sorunlardan “iş ve sosyal güvenlik yasası açısından karşılaşabilecekleri durumları” bildirecek. İşverenin bu bildirimleri yapmasındaki amaç, kanuni bir zorunluluk olan işçinin sorumlu tutulacağı sonuçları öğrenmesi ve ilerde doğabilecek iş akdinin feshi sürecinde belirsizliklerin oluşmamasıdır.
“İş ve sosyal güvenlik yasası açısından karşılaşılabilecek durumlar” ifadesinden kasıt nedir?
Bunlar, işverene verilen hakları, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklı tedbirler ve doğacak zararların tazmini olarak özetlenebilir. Bunların en somut örneği, iş akdinin fesih türü ile yakından ilgili olan “işsizlik maaşı” veya işe gelemediği için ödenen “iş görmezlik ödeneği” konuların mahiyetinin bir takımlar sorunlar doğurabileceğidir. Bunun yanında, bir başka işçinin iş akdini “test istenen işçinin test getirmemesi” nedeniyle olması halinde doğacak külfetten sorumlu olunup olunmayacağı gibi tartışmalardır. Bunların işçi aleyhine birtakım sorunlar çıkabileceği ihtimali taşıyan iş ve sosyal güvenlik hukukun genel karakterinden doğan unsurlardır.
Testleri kim kaydedecek, nerelerde yapılabilecek?
Test sonuçları devlet kayıtlarına girmekte ve HES uygulamasına işlenmekte. Buna rağmen işveren de bu bilgileri kendi yanında tutabilir. Devlet hastaneleri bu testleri ücretsiz yapacak. Özel hastaneler ise ücretli. Makul bir gerekçesi olan işçi özel hastanede test yaparsa, ücreti işveren karşılamak zorunda. Makul gerekçe, iş saati yoğunluğu, devlet hastanesinin uzaklığı, özel hastanenin yakın olması olabileceği gibi, bir işverenin özel bir hastane ile anlaşıp bunu işyerinde veya daha yakın bir yerde yaptırması da mümkün olabilir.
İşçi test olmayı kabul etmez ise ne olacak?
Bu konu muğlak. İşveren iş akdini feshetse haklı bir feshi olur mu? İşçi böyle bir şeye zorlandığı için insan hakları bağlamında bir yakınma da bulunsa tazminat alabilir mi? Bu ve benzeri sorular sorulabilir bu başlıkta. Burada işverene bırakılan takdir ile bir test istendiği, burada yasal bir zorunluluk olmadığı, bunun için açıkça bir kural ihlali olmadığı ileri sürülebilir. Ancak bizce bu geçerli bir fikir olamaz. Zira, mesele işçi-işveren ilişkisinin dışındaki olaylara da bakılarak yorumlanmalıdır. Nasıl ki özel bir okul öğretmeni de iş akdi ile bağlıdır. Ve ondan haftada iki kez test istenmektedir. Aşı ile ilgili veriler ortadadır. Ölüm oranları aşısızlar arasındadır. Bu konudaki “inat” boyutuna ulaşan tercihin sonuçları, iş barışını bozmak ve ilerde beraber çalıştığı kimselerin hastalanmasına sebebiyet verecek bir hal olduğu için işverenin, test talep etmesi halinde işçinin bu testi zorunlu olarak yaptırması gerekir. Hem aşı olmayan hem de test yaptırmayan işçinin iş akdinin derhal feshi mümkündür.
İş sağlığı ve güvenliği açısından PCR testinin önemi nedir?
İş sağlığı ve güvenliği “işyerinde işin yürütülmesi sırasında çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır” olarak nitelenebilir. COVID artık son dönemin bu mana ana gündemi olmuştur. Özellikle üretiminde hijyen esaslarının yüksek olduğu işletmelerde bu konuda İSG uzmanlarınca tarama, tespit; antikor testleri ve nihayet PCR testleri yapıla gelmiştir. Bu noktada, PCR testi konusundaki zorunluluğun bilimsel yönden tespit edilmesi ve gerekli görülmesine iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının görüş ve önerileri önemli bir hukuki gerekçe olacaktır.”