Diyarbakır ve Urfa’daki bazı kadın örgütleri, Şanlıurfa’da Bekir G. tarafından 7 Ekim’de öldürülen Hasret Tutal (33) cinayetine ilişkin açıklama yaptı.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Şanlıurfa Şubesi’nde yapılan toplantıya Urfa Kadın Platformu’ndan onlarca kadın katıldı. Toplantıda platform adına açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şubesi Kadın Sekreteri Selma Ateş, Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen dosyada kısıtlama kararı olduğunu belirtti.
Avukatların dosyaya erişim hakkının engellendiğini söyleyen Ateş, bu nedenle soruşturmanın etkin yürütülüp yürütülmediğine dair tereddütlerinin bulunduğunu söyledi.
CİNAYET DEĞİL “KADIN KIRIMI”
İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmamasından kaynaklı kadınların katledildiğini ileri süren Ateş, “Katliamları ‘Kadın cinayeti’ olarak adlandırmak ve bu kavramla tanımlamak yetersiz kalmaktadır. Zira sistematik bir hale gelen, devletin katliamları önlemediği, failleri cezasızlık politikasıyla ödüllendirdiği ve dolayısıyla kadına güvence sağlamadığı bir ortam, kadınları ‘kadın kırımı’ ile karşı karşıya bırakmaktadır” diye konuştu.
ATEŞ: “KADIN KIRIMINA KARŞI DİRENECEĞİZ”
Kadın cinayetlerinin politik olduğunu iddia eden Ateş, devamında şunları söyledi: “Şiddet politikalarına ve kadın kırımına karşı dün nasıl olduysa bugün de aynı şekilde direneceğiz. Her türlü saldırı politikalarına karşı her alanda kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Buradan iktidara sesleniyoruz: Haklarımızdan, kazanımlarımızdan ve hayatlarımızdan elinizi çekin.”
Diyarbakır’da bulunan kadın örgütleri de Hasret Tutal’ın ölümüne ilişkin Ergani Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamayı Özgürlükçü Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Özüm Vurgun okudu.
Tutal’ın soruşturmasının Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütüldüğünü belirten Vurgun, dosyada “kısıtlama kararı” mevcut olup, gerek ailenin gerekse avukatların dosyaya erişim hakkının engellendiğini belirtti. Vurgun, “Dolayısıyla ivedilik arz eden ve toplanması gereken delillerin dosyaya dahiliyeti ve soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülüp yürütülmediği hususunda tereddütlerimiz bulunmaktadır” dedi.
VURGUN: “DELİLLER YETERİNCE ARAŞTIRILDI MI?”
Tutal’ın vücudunda, ensesindeki ateşli silah yarası dışında farklı yerlerde eziyet bulgularının mevcut olduğuna işaret eden Vurgun, “Zira bu husus bizzat söz konusu olaydan sonra kendisini gören aile bireylerinin ve oradaki sağlık görevlilerin beyanlarıyla da sabittir. Hasret Tutal’ın vücudunda bulunan; olayın gerçekleşme şekline ve daha öncesinde neler yaşandığına ilişkin emare oluşturan eziyet bulguları ilgili soruşturma makamlarınca yeterince araştırılıp araştırılmadığı tarafımızca bilinmemektedir” ifadesini kullandı.
VURGUN: “KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR”
Kadın cinayetlerinin “kadın kırımı” boyutuna ulaştığını iddia eden Vurgun, “Bugün İstanbul Sözleşmesi’nin feshi kararı ve 6284 sayılı yasanın itibarsızlaştırılmaya çalışılması, bu cinayetlerin önünü açmakta ve erkekleri cesaretlendirmektedir. Siyasi iktidar, İstanbul sözleşmesini ve 6284 sayılı yasayı etkin bir şekilde uygulatacak politikalar ve stratejileri geliştirmek zorundadır. Katili koruyan erkek egemen zihniyet, söz konusu katliamın ardından hala bilinçli bir şekilde uzlaşma çabasına girerek katliamın üzerini örtmeye çalışmaktadır. Bugün tüm bu yaşanılanlara karşı maalesef ki iradesini belirtemeyen Hasret Tutal gibi binlerce katledilen kadının iradesi olarak söylüyoruz ki; kadın cinayetleri politiktir” ifadesinde bulundu.