Şanlıurfa’da kadınlar haklarını savundu
Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Şanlıurfa Yerel Kadın Kurultayı’nda kadına yönelik şiddet, kadın hakları ve İstanbul Sözleşmesi konuları ağırlık kazandı.
Kurultay, “Haklarımızdan, eşitlikten, adaletten vazgeçmiyoruz” sloganıyla cuma günü Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Salonu’nda iki oturum halinde yapıldı. Kurultaya şehir plancısı, mimar, avukat ve sosyolog, psikolog ve çok sayıda davetli kadın katıldı.
Kurultay, mühendis, mimar ve şehir plancısı kadınların çalışma yaşamında ve toplumda karşılaştıkları sorunların belirlenmesi, kadın meslektaşların bilinçlenmesi, kadın dayanışmasının sağlanması ve hak kayıplarına karşı mücadele etme noktasında ortak tavır almak amacıyla gerçekleştirildi. Dolayısıyla kurultayda üzerinde en fazla durulan konuların başında İstanbul Sözleşmesi yer aldı.
“İstanbul Sözleşmesi” olarak bilinen ve 2011 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzaladığı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, mart ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla feshedilmişti.
Kurultaya katılan kadınlar, sözleşmenin geri getirilmesi gerektiğini belirterek, “İstanbul sözleşmesi yaşatır” dedi.
GERGERLİ: “HALK İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİ BİLMİYOR”
Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Sercan Gergerli, Türkiye’de kadınların verdikleri mücadeleyle iyi yerlere geldiğini kaydetti.
“Alınan önlemlerle, oluşturulan yasalarla gelinen bu noktayı korumalıyız” diyen Gergerli, bu kazanımlardan bir adım dahi geriye düşülmesinin önünde durmaları gerektiğini ifade etti.
Bu noktada sözü İstanbul Sözleşmesine getiren Avukat Gergerli, birçok kesimin sözleşmenin içeriğinden haberi olmadığı kaydetti. Türkiye’de taciz kültürü geliştiğini belirten Gergerli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İstanbul Sözleşmesi’nde kadının beyanı esastır cümlesi değil de aslında mağdurun beyanı esastır demektedir. Mağdurun beyanı esastır derken, onun şikayetini doğru kabul edeceksin, delil aramayacaksın, onu hemen cezalandıracaksın demek istemiyor. Demek istiyor ki sen bu mağdurun beyanını dikkate al, ondan sonra araştırmanı, soruşturmanı yap. Çoğu uygulayıcılar İstanbul Sözleşmesi’ni okumadı. Hakimler, savcılar ve kolluk kuvvetleri bu sözleşmeyi okumadı.”
Halk sözleşme meselesinde ikiye bölündüğünü belirten Avukat Sercan Gergerli, “Sanki muhafazakar taraf istemiyor, sol taraf sözleşmeden yana. İnanın her iki tarafta sözleşmeyi bilmiyor” ifadesini kullandı.
Gergerli, İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye’de toplumun temeli olan ve olması gereken aileyi amaçlayan bir sözleşme olduğuna değinerek, sözleşmeye sahipler çıkılması gerektiğini kaydetti. Gergerli, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi.
AĞLAMIŞ: “PANDEMİDE İSTİSMAR VE ŞİDDET VAKALARI ARTTI”
Uzman Psikolog Canan Ağlamış, pandemi sürecinde artan şiddet olaylarına dikkati çekti.
Salgın dönemine istismar ve şiddet olaylarında yükselmeler görüldüğünü aktaran Ağlamış, “Pandemi döneminde izolasyonda dünya genelinde pek çok ülkede ev içi şiddet olgularında belirgin bir artış oldu. Pandemi süresince şiddet giderek artıyor” diye konuştu.
Şiddetin her türlüsünün topluma zarar verdiğini aktaran Ağlamış, Birleşmiş Milletler’in pandemi sürecinin kadınlara etkilerine ilişkin raporunda, kadınlara yönelik her türlü şiddetin arttığı, kadın sağlığının dikkate alınmadığının belirtildiğini anlattı.
“Şiddet ve şiddet türleri toplum, aile ve birey kavramına maalesef zarar veriyor” diyen Ağlamış, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumsal bakışta kadına yönelik şiddetin doğurduğu sonuçlarda, kadının ortamlarda vicdanını zedelemek, yetersizlik duyusunu kapılmasına, insan haklarından mahrum bırakılmasına ve daha sonraki kuşaklarda olumsuz izler bırakmasına neden olacağına görebilmekteyiz.”
ERDEM: “ERKEK KARAR VERİCİLERİN FAZLALIĞI ADİL KENT AYKIRILIĞINA SEBEP OLUYOR”
TMMOB Şanlıurfa İKK Kadın Çalışma Gurubu Başkanı Elif Erdem de kamusal alanlarda kadınların özgürlüğüne dikkati çekti.
Cinsiyete duyarlı kamusal alanda, kadın özgürlüğü göz önünde bulundurularak katılımcı bir planlama yapılması gerektiğine vurgu yapan Erdem, şunları söyledi:
“Şehirdeki karar vericiler arasındaki erkeklerin fazlalığı, adil kent aykırılığının sergilenmesine yol açacaktır. Çoğu kadın karanlık bir sokakta ya da gece bindiği toplu taşıma araçlarında veya gece tek başına yürürken tedirginlik yaşıyor. Güvenlik ulaşım imkanlarının geliştirilmesi, ışıklandırmanın arttırılması, bazı akıllı kent uygulamaları da kullanılarak ulaşım master planları belirlenmelidir. Trafikte de kadınların yaşadığı sorunlar nedeniyle halka trafik eğitimi verilmelidir”.