Urfa Akademisi’ne ilişkin izlere ulaşılabilir
Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda Ağustos 2020’de, Batman Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Arkeolog Prof. Dr. Gülriz Kozbe’nin başkanlığında başlatılan kaledeki kazı çalışmalarında heyecan verici bir bölüme ulaşıldı. Kalede ilk kez sistemli bir kazı çalışması yapan ekibin kral odasına ulaşabileceği belirtiliyor.
Araştırmacı ve tarihçi Abdulhamid Çelik de Urfa Kalesi’nde yeni bulgular elde edilmesinin kendini heyecanlandırdığını söyledi.
Çalışmaların tarihe Urfa’yla ilgili ciddi bir ışık tutacağını belirten Çelik, kazılarda ulaşılan yeni bölümlerde Urfa Akademisi’ne ilişkin değerli bilgilerin ortaya çıkacağına inandığını kaydetti.
Çelik, milattan sonra 200. yılda kurulduğu tahmin edilen Urfa Akademisi’nin o dönemde Güneydoğu Anadolu’daki üç büyük akademiden biri olduğuna dikkati çekti. Urfa’daki akademinin yanı sıra Antakya ve Nusaybin’de de o dönemlerde akademi bulunduğunu anımsatan Çelik, Urfa Akademisi’nin yerininse merak konusu olduğunu ifade etti.
Miladi 100. yılda büyük bir selin bastığı Urfa’nın bir asır sonra ikinci bir sele maruz kaldığını anlatan Çelik, Urfa kralı 9. Abgar’ın danışmanı ve arkadaşı olan Daysan’ın Karakoyun olarak da bilinen dereyi inşa ettirdiğini anlattı. Çelik, Daysan’ın oğlu Bar Daysan’ın da Urfa Akademisi’nin kuruluşundaki en önemli isimlerden biri olduğuna vurgu yaptı.
Urfa Akademisi’ni Diyatesron isimli kitaptan bildiklerini belirten Çelik, miladi 4. yüzyılda Urfa’ya gelen Aziz Efraim’in bu değerli kitabı bularak gizlediğini anlattı. Çelik, bu kitabın Urfa Akademisi’nin kuruluş bilgileri açısından önem arz ettiğini dile getirdi.
“URFA AKADEMİSİ’NİN PEŞİNDEYİM”
İkinci sel sonrası kalenin inşa edilmesiyle kentin yukarı taşındığını aktaran Çelik, Urfa Akademisi’nin kuruluşu hakkında şu bilgileri verdi:
“O dönemlerde Suriye’nin kuzeyinde Hierapolis’te çok büyük, akademi üstü bir eğitim vardı. Urfa’da yaşayan din bilim insanı Bar Daysan orada eğitim alır. Eğitimi tamamlayınca Urfa’ya geri döner. Vatikan’daki karışıklık döneminde kovulan Tityanus, Mezopotamyalı Tityanus olarak bilinir, Urfa’ya gelir. Bar Daysan ile Tityanus bir araya gelerek Urfa Akademisi’ni kurarlar.”
“Ben de Urfa Akademisi’nin peşindeyim” diyen Çelik, akademinin yerinin neresi olduğunun, miladi 2. yüzyılda kale taşındıktan sonra mı önce mi akademinin kurulduğunun gün yüzüne çıkmasını istediğini söyledi.
“SÖYLEDİKLERİMİ DOĞRULAYICI ŞEYLERİN ÇIKTIĞINA İNANIYORUM”
Abdulhamid Çelik, “Bu bilgiler kayıp, bu tarih kayıp. Çok eski el yazması eserlerde bir kısmını okudum. Ben akademinin yerini çok merak ediyorum. Yapılan kazılarda benim söylediklerimi doğrulayıcı şeylerin çıktığına inanıyorum. En yakın zamanda Urfa’ya gelerek o kazıları gözlemlemek en büyük arzum” dedi.
Kazılardan çıkacak bulguların karbon testine tabi tutulacağını anlatan Çelik, “Benim görüşüme göre Urfa Kalesi’nde hiçbir zaman milattan öncesine ait ne bir taşa ne de bir yazmaya rastlanmaması lazım” ifadesini kullandı.
Urfa Akademisi’nin ortaya çıkarılmasının “çok şey anlamına” geleceğini dile getiren Çelik, “Çünkü kale Hz. İbrahim için inşa edilmemiş olacak. Hz. İbrahim milattan önce 4-5 bin yıllarda gelmiştir. Çok Sümer öncesidir yani” diye konuştu.