Türkiye’nin en çok ‘antibiyotik’ reçetelenen illeri belli oldu
UP muhabirinin, Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun (TİTCK) 2011-2020 döneminde Türkiye genelindeki antibiyotik reçeteleme ve tüketim oranlarına ilişkin hazırladığı çalışmadan derlediği bilgilere göre, akılcı antibiyotik kullanımı konusunda hekimler ve vatandaşlara yönelik yürütülen bilgilendirme çalışmaları sonuç vermeye başladı.
Türkiye genelinde 2011’de 1000 kişi başına 42,28 birim olan antibiyotik tüketimi, 2020’de 24,39 birime geriledi. 2011’de reçetelerin yaklaşık yüzde 35’inde antibiyotikler yer alırken geçen yıl yüzde 24’ünde antibiyotiklerin bulunduğu tespit edildi ve böylece antibiyotik reçeteleme tercihinde yaklaşık yüzde 31’lik azalma görüldü.
Bu olumlu gidişata karşılık Kovid-19 salgınının da etkisiyle 2020’de, 2019’a kıyasla antibiyotik bulunan reçetelerde az da olsa artış yaşandı. 2019’da yüzde 23,87 olan bu oran 2020’de yüzde 24,31’e yükseldi.
TİTCK’nin çalışmasında antibiyotik tüketiminin en çok azaldığı bölgelere ilişkin veriler de yer aldı. Buna göre, 2011’e kıyasla 2020’de 1000 kişi başına antibiyotik tüketiminin en çok azaldığı bölge, yüzde 47,1’lik düşüşle Ege oldu. Bu bölgede 2011’de 1000 kişi başına 46,59 birim antibiyotik tüketilirken oran 2020’de 24,63’e geriledi.
Ege’yi yüzde 46,61’lik azalmayla Marmara, yüzde 43,55’lik azalmayla Karadeniz, yüzde 40,58’lik düşüşle Akdeniz, yüzde 39,19’luk düşüşle Güneydoğu Anadolu, yüzde 35,11’lik azalışla Doğu Anadolu ve yüzde 25,34’lük azalma oranıyla İç Anadolu bölgeleri izledi.
İç Anadolu Bölgesi, 2011’e kıyasla azalış yaşanmasına karşın, 34,23 birimle 2020’de 1000 kişi başına en fazla antibiyotik tüketilen bölge olarak kayıtlara geçti.
Türkiye’de aile hekimi reçetelerinde antibiyotiklerin en az yer aldığı 5 il sırasıyla Artvin (yüzde 16,3), Ardahan (yüzde 16,4), Edirne (yüzde 16,9) ve yüzde 17 oranlarıyla Zonguldak ile Rize oldu.
Aile hekimi reçetelerinde antibiyotiklere en fazla yer verilen iller ise Şanlıurfa (yüzde 37,6), Adana (yüzde 35,7), Hatay (yüzde 33,5), Mardin (yüzde 33,2) ve Diyarbakır (yüzde 32,6) şeklinde sıralandı.
Çalışmaya, yaşlara göre antibiyotik reçetelenme dağılımlarıyla ilgili dikkat çekici veriler de yansıdı. Hekimlerin 2 yaş altındaki bebeklere antibiyotik reçetelemesi, 2013’e kıyasla 2020’de, yüzde 7’den yüzde 3’e düştü. Bu dönemde antibiyotiklerin 2-11 yaş grubundaki çocuklara reçetelenmesi yüzde 24,4’ten yüzde 18’e, 12-18 yaş grubunda ise yüzde 10,8’den yüzde 6,9’a geriledi.
Buna karşılık 18 yaş üstü nüfusa antibiyotik reçetelenmesinde artış yaşandığı görüldü. 2013’e kıyasla 2020’de antibiyotik reçeteleme oranı, 19-44 yaş aralığında yüzde 27,4’ten yüzde 30,1’e, 45-64 yaş aralığında yüzde 20,3’ten yüzde 26,3’e, 65 yaş ve üstünde de yüzde 9,8’den yüzde 15,1’e yükseldi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve birçok ülkenin üzerinde hassasiyetle durduğu, çözüm yolları geliştirmek için çaba sarf ettiği konuların başında “antibiyotik direnci” geliyor.
Kısaca “bir mikroorganizmanın antibiyotiklerin etkilerine karşı durabilme yeteneği” olarak tanımlanan direnç gelişimi, uluslararası kuruluşlar ve uzmanlarca “çağın sessiz salgını” olarak da adlandırılıyor.
Doğru kullanımıyla insan hayatı için “mucize” olabilen antibiyotiklerde direnç gelişimi, yoğun ve gereksiz tüketim sonucunda ortaya çıkıyor. Bu direnç gelişimi sadece insan sağlığını değil, hayvanları ve tarımı da olumsuz etkiliyor.
Antibiyotik direncinin önüne geçilmemesi durumunda, yakın gelecekte enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde antibiyotiklerin tamamen etkisiz hale gelebileceği, basit yara enfeksiyonlarının bile ölümle sonuçlanabileceği belirtiliyor.
DSÖ, Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) gibi kuruluşlar, artan antibiyotik direncine çözüm oluşturmak için hükümet yetkilileri, ilaç şirketleri, sivil toplum ve BM örgütleriyle bir ittifak oluştururken, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı TİTCK öncülüğünde “Akılcı İlaç Kullanımı Programı” yürütülüyor.
Bakanlık, antibiyotik direncinin yavaşlatılmasının ana hedeflerinden olduğu program kapsamında, antibiyotik reçeteleme ve tüketim oranlarının daha da aşağı çekilmesine yönelik çalışmaları gelecek süreçte de yoğun bir şekilde devam ettirecek.