Karamollaoğlu, Urfa’da DEDAŞ’ı eleştirdi
Saadet Partisi Genel Başkanı (SP) Temel Karamollaoğlu, partisinin il kongresini gerçekleştirmek için geldiği Şanlıurfa’da yerel medya çalışanlarıyla bir araya geldi. Öğretmenler Evi’nde gerçekleşen toplantıda Karamollaoğlu’na SP Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Niyazi Yanmaz, eski meclis üyesi Mehmet Cafer ile yönetim kurulu eşlik etti. Gittikleri her şehirde o şehrin yerel medyasıyla bir araya geldiğini belirten Karamollaoğlu, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Karamollaoğlu, Şanlıurfa’nın Türkiye’nin önemli bir ili olduğunu belirterek, ülke genelindeki ekonomik sıkıntıların burada da hissedildiğini söyledi. Karamollaoğlu, “Özellikle tarım ili olarak burada da tarımdaki sıkıntıların tam olarak hissedildiği kanaatindeyim. Biz Allah nasip ederse, bu seçimlere tüm gücümüzle hazırlanıyoruz, genel bir kanaat var bizim için söylenen, özgül ağırlığımız çok fazla. Bundan memnuniyet duyuyoruz ama teşkilatlarımızın yeniden canlanmasına, ayağa kalkması için gösterdiğimiz çabayı biz bu özgül ağırlığı fiziki ağırlığı çekmek için çaba gösteriyoruz. Bundan sonra seçime kadar olan çalışmalarda öyle ümit ediyorum ki çok başarılı bir netice elde edeceğiz” diye konuştu.
“GELDİKLERİ NOKTA BU OLMAMALIYDI”
Türkiye’deki problemlerin ilk defa yaşanmadığını belirten Karamollaoğlu, iktidar partisinin metal yorgunluğu yaşadığına dikkati çekti. Karamollaoğlu, “Elbette 19 yıl iktidarda kaldıktan sonra bir partinin geldiği nokta bu olmamalıydı. Burada hakikaten sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği metal yorgunluğu var, bu metal yorgunluğu çok tehlikeli bir yorgunluktur. Bir metal üzerine düşen görevi yaparken yorulursa bir daha iflah olmaz, yük taşıyamaz, onun mutlaka eritilip yeniden üretilmesi icap eder” ifadesini kullandı.
“FELAKET DURUMDA”
SP lideri Karamollaoğlu, tarım konusunda durumun hiç iç açıcı olmadığını vurgulayarak, “Tarım felaket durumda” dedi. Türkiye’de ekilebilir tarım arazilerinin yüzde 10’dan fazlasının ekilip biçilmediği bilgisini veren Karamollaoğlu, “Halbuki oralardan ürün alsanız ya bir ithalatınız olacak ya da ihracat yapacaksınız. Ziraatla tarımla uğraşanlar tahminlerin tam tersine, geçimlerini sağlamakta zorluk çekiyor, zarar ediyorlar. Neden zarar ediyorlar çünkü girdileri çıktıları yüksek. Satış fiyatlarıyla kıyas edilemeyecek kadar yüksek, tohum pahalı, gübre pahalı, mazot pahalı, ilaç pahalı ve şimdi burada görüşme yaparken sulama kanalları tamamlanmamış birçok bölge var. Su tarımın ana girdilerinden birisidir, kanalların tamamlamasanız ne oluyor? Derin kuyuya dönüyorsunuz. Derin kuyudan su çekeceksiniz, bu sefer de karşınıza faturalar çıkıyor” dedi.
“EL İNSAF!”
Bu noktada konuyu Urfalı çiftçilerin Dicle Elektrik Dağıtım Elektrik A.Ş. ile uzun zamandır yaşadığı sıkıntılara getiren Karamollaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Elektrik fiyatları aldı başını gidiyor, yani gariplik şurada siz devletsiniz devlet olarak kayıp ve kaçak varsa bunu önlemek sizin sorumluluğunuzda. Devlet diyor ki ben bunu bulamıyorum. Dedaş da diyor ki ben bunu cebimden karşılayamam, parayı ödeyenlerin sırtına bindiririm. Adam kendi elektrik fiyatını ödüyor, diyor ki bu yetmez bir de alamadığım elektrik parası var, bunu da senden alacağım. El insaf. Dedaş dediğimiz müessesenin şu anda üreticilerin omuzlarına yük olarak bindirdiği fiyat bundan kaynaklı. Halbuki elektriğe ihtiyaç bile olmamalıydı. Gap bölgesi 1950’lerde başlayan bir projeydi. Elektrik üretimini bitirdiler ama tarımda bir arpa boyu yol kat edemediler, gidemiyorlar.”
Karamollaoğlu, Dedaş’ın uyguladığı fiyatlardaki kayıp kaçak denilen bölümün akla ziyan olduğunu kaydetti.
“SEÇİMLE DENETLEMEYİ KARIŞTIRMAMAK LAZIM”
Temel Karamollaoğlu, seçim tartışmalarına da değindi. Cumurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimlerin 5 yılda bir yapıldığını söylediğini hatırlatan Karamollaoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı da diyor ki ‘Beş yılda bir milletin huzuruna gidiyoruz, onlar hakem oluyor’. Yok, o denetleme değil, o seçim. Seçimle denetlemeyi karıştırmamak lazım… Muhalefette bulunan partiler olarak Başkanlık Sistemini değiştirmekte kararlıyız. Biz geçmişte başkanlık sistemine bütünüyle itirazımın olmadığını ancak denetlenemeyen başkanlık sistemine itirazımız olduğunu söylemiştik. Fakat şu anda bütün partiler en azından parlamenter sisteme dönelim deyince, bizim temel hedefimizi gerçekleştirmiş oluyor” diye konuştu.
