Bir zamanlar kuyumculuktan daha değerliydi
Şanlıurfa’da bir zamanlar kuyumculuktan daha çok para kazandıran sıcak demircilik mesleği şimdilerde teknolojinin gelişimi ve iş yükünün ağır olması nedeniyle yok olmaya yüz tuttu. Son demlerini yaşayan bu zanaatı Şanlıurfa’da icra eden neredeyse kalmadı.
Şanlıurfa’da tarihi çarşılar bölgesinde geçmiş dönemlerde sayıları 40’ı bulan demir bükücüler şimdilerde bir elin parmaklarını geçmiyor. Teknolojinin gölgesinde kalan meslek çırak da olmaması nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Demir ustası İsmail Tokmak, Urfa’da sıcak demircilik mesleğini sürdürmeye çalışan son birkaç ustadan biri. Yaklaşık 35 yıldır demir bükerek geçimini sağlayan İsmail Usta, bugünlerde sıcaklıktan kavrulan kentte ateşin karşısında 90 dereceyi bulan sıcaklıkta demir bükmeye devam ediyor. Demire kızgın ateşte şekil vererek çeşitli tarım aletleri yapan İsmail Usta, küçük yaşlarda başladığı mesleğinin geleceği kalmadığını düşünüyor.
BİHA’ya konuşan İsmail Tokmak, bir zamanların gözde, kuyumculuktan daha değerli olan mesleğinin artık çırak da yetişmediği için yok olacağını söyledi.
“BİZ ÖLDÜKTEN SONRA MESLEK ÖLÜR”
“Eskiden çarşıda 40 dükkan vardı, şimdilerde 3-4 dükkan kalmış” diyen İsmail Usta, “Biz öldükten sonra meslek ölür. Eskilerden kalan üç dört kişiyiz, biz de öldükten sonra sıcak demircilik diye bir şey kalmayacak. Kimsenin bu mesleği yapacağını tahmin etmiyorum” ifadesini kullandı.
“PARKTA OTURUNCA SANKİ KLİMANIN ÖNÜNDEYİM”
Yaptıkları mesleğin kolay olmadığını belirten İsmail Tokmak, çalışma şartlarının ağırlığından dolayı da çırak yetişmediğine vurgu yaptı. Tokmak, şunları söyledi:
“Bizim meslek ağır bir meslek. Şimdi fabrikalarda iki trilyonluk makine saniyede bin tane çıkarıyor, iki bin tane çıkarıyor. El emeği öldü. El emeği diye bir şey kalmadı. Eskiden ustalarım çalışırdı burada, kuyumculardan fazla kazanırdı. 13-14 yaşlarında öğrendim ondan sonra da işin içinden çıkmadım. Orak, pamuk çapası, daha çok tarımsal alet yapıyorum. Bir iki saatlik iş, sıcaktan dolayı bir gün sürüyor. 800-1000 derece arası ısıya göre, demir çok büyük kaba ise 1000 dereceyi de geçiyor. Parkta oturunca sanki klimanın önünde oturuyorum.”
“ÇOCUĞUM SEN YANMIŞSIN BABA BEN DE YANMAYAYIM DİYOR”
Sıcak demircilik mesleğine 5-10 senelik ömür biçen İsmail Usta, “Parkta falan oturunca sanki klimanın önünde oturuyorum. Sıcak demircilik de ocak kapandı mı adam ya Antep’e ya Adıyaman’a ya da Kahramanmaraş’a gidecek. Beş sene sonra on sene sonra bu nesil tükenecek. 5 sene bilemedin 10 sene sonra bu ocak artık Urfa’da yanmayacak, eleman yok, yetiştirme yok. Benim çocuğum diyor sen yanmışsın baba ben de yanmayayım. Biz meslek olarak teknolojiye ayak uydurmadık. Allah rahmet etsin, meslek ölmüştür” dedi.