Açıklamada, Şanlıurfa’nın, 12 bin yıllık bir geçmişe sahip olan ve antik kent Ur Kaśdim (Kaldealıların Şehri) olduğuna inanılan bir şehir olduğu belirtildi. Urfa’nın, bölgede gelişmiş tüm uygarlıkların mirasını gururla sergilediği vurgulandı.
Şanlıurfa’nın Yahudilerin, Hıristiyanların ve Müslümanların kutsal kabul ettiği bir yer olduğu hatırlatılan açıklamada, Eski Ahit’e göre, “üç tek tanrılı dinin babası” olan İbrahim Peygamber’in Ur Kaśdim şehrinde doğduğu ve ailesiyle birlikte “Atababalar Evi” Harran’a göç ettiği kaydedildi.
Açıklamada, Şanlıurfa topraklarının, M.Ö. 2. binyılda Hurri Devlet’nin şehirlerinden birisi olduğu ve kimilerinin Hz. İbrahim’in Mevlid-i Halil Camii’nin bulunduğu yerin yakınındaki bir mağarada doğduğuna inandığı belirtildi. Bu nedenle bölge ve mağaranın kutsal kabul edildiği vurgulandı.
Açıklamada, Şanlıurfa’nın yakın çevresinde Göbeklitepe, Karahantepe ve Nevali Çori gibi çok yakın çevrede bu kadar çok Neolitik yerin hemen hemen aynı bölgede yer almasının ilginç olduğu belirtildi.
Son arkeolojik çalışmaların, Karahantepe’nin Göbeklitepe’den bile daha erken olabileceğini gösterdiğine dikkat çekilen açıklamada, bu durumun sitenin dünyanın bilinen en eski Neolitik bölgesi olduğunu gösterdiği kaydedildi. Nevali Çori ve Göbeklitepe’de olduğu gibi Karahantepe’de de benzer bir yerleşim planı bulunduğu belirtildi.
Bugüne kadar 250’ye yakın “T” şeklinde dikilitaş gün ışığına çıkarıldığına vurgu yapılan açıklamada, “Göbeklitepe Kültürü ve Karahantepe Kazıları” projesi kapsamında İstanbul Üniversitesi tarafından bölge halkının “Keçilitepe” olarak bildiği alanda 2 yıl önce yüzey araştırmaları başlatıldığı ve çalışmaların Profesör Dr. Necmi Karul tarafından yönetildiği kaydedildi.
Açıklamada, Karahantepe ve tüm Şanlıurfa bölgesinin, dünyanın bilinen tarihini değiştirmeye devam ettiği vurgulandı.