Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş.’nin 2021 yılı olağanüstü genel kurul toplantısında konuşan Vali Abdullah Erin, şehrin tarihi ve turistik mekanlarından Göbeklitepe, Balıklıgöl Platosu ve Harran için yapılması planlanan düzenlemeleri açıkladı.
Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş.’nin 2021 yılı olağanüstü genel kurul toplantısı, Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin başkanlığında şirket genel kurulu üyelerinin katılımıyla 17 Haziran 2021 Perşembe günü saat 14.00’de Ticaret ve Sanayi Odası meclis toplantı salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda, 2020 yılında pandemi dönemine rağmen yapılan tanıtım pazarlama çalışmaları, TV Programları, takı koleksiyonu lansmanı, uluslararası müzik festivali hakkında bilgilendirilme yapıldı. turizm iş geliştirme faaliyetleri olarak, proje geliştirme faaliyetleri, taşınmaz geliştirme faaliyetleri, ürün geliştirme faaliyetleri gündeme geldi.
Germüş Kilisesi ve Hanel Barur’un Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş’ye tahsisi ve fonksiyonlandırılması hakkında bilgilerin verildiği toplantıda, Karahantepe, Sefertepe ve Sayburç kazılarına verilen destekler, Harran Kalesi ve çevresinin kazı, fonksiyon, restorasyon çalışmaları için gerekli olan bütçeye destek sağlamaları için Kuveyt Büyükelçiliği ile yapılan görüşmeler değerlendirildi.
Toplantıda ayrıca, politika ve planlama çalışmaları olarak ilçe turizm stratejileri, İlçe belediye ve kaymakamlıkları ile hazırlanan fizibilite raporları Destinasyon Noktası Planlama Rehberi ve Dereiçi köyü için hazırlanan sürdürülebilir turizm projesi, isot müzesi, müzik akademisi, UNESCO Jeopark ağına yapılacak başvuru, UNESCO Kültürel Miras Parkı ve diğer günden maddeleri görüşüldü.
Şanlıurfa Turizmi Geliştirme A.Ş’nin, tüm toplumu temsil edecek, çok aktörlü ve çalışmalarını profesyonelce yürüten, Şanlıurfa’yı ileriye taşıyacak bir anlayışla kurulduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Vali Abdullah Erin, pandemi süreciyle başlayan kısıtlamaların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de ve Şanlıurfa’da da turizmi olumsuz etkilediğini hatırlattı.
Vali Erin, korona virüs kısıtlamalarının önemli ölçüde ortadan kalkacağı önümüzdeki dönemde, başta Göbeklitepe olmak üzere Halilürrahman, Eyyüp Peygamber Makamı, Harran ve diğer tarihi turistik alanlarda çok büyük bir yoğunluk yaşanmasını öngördüklerini ve bu alanların rahatlıkla ziyaret edilebilir hale gelmesi için önemli planlamalar hazırladıklarını söyledi.
Önümüzdeki dönem büyük bir turizm patlaması yaşanmasını beklediklerini ve çalışmaları da buna göre yapmak zorunda olduklarını ifade eden Vali Erin, Büyükşehir Belediyesi yanında ilçe belediyeleri ve Turizm Geliştirme A.Ş.’nin, hazırlanmış olan turizm master ve eylem planı çerçevesinde şehri geleceğe hazırlamaya gayret ettiğini dile getirdi.
Ancak münferit girişimlerin planlama ve vizyondan yoksun olacağını, şehri ileriye taşıyamayacağını ifade eden Vali Erin, Turizmi Geliştirme A.Ş.’nin kuruluşunun altında yatan temel sebebin, birlikten kuvvet doğar anlayışı olduğunu söyledi.
Turizmi Geliştirme A.Ş.’ye finansal ve yönetim desteği sağlanıp, liyakat esas alınarak bir ekip oluşturulursa başarılı olacağını ifade ederek yola çıktıklarını hatırlatan Vali Erin, “Bir taraftan valiliğimiz ve diğer kurumların iştirakiyle kurulan Turizmi Geliştirme A.Ş., diğer taraftan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Kalkınma Ajansı, GAP İdaresi ve diğer kurum kuruluşların katkılarıyla Şanlıurfa’nın turizm alanındaki tüm eksikliklerini masaya yatırdık, olması gereken ne varsa buna yönelik çalışmaları gerçekleştirdik” dedi.
Göbeklitepe ile birlikte şu anda kazısı devam eden, neolitik döneme ait dokuz adet arkeolojik alanın olduğunu kaydeden Vali Erin, “Hemen hemen tüm ilçelerimizde Şanlıurfa’yı dünya gündemine taşıyacak büyük bir hazinemiz var. Bu alandaki çalışmaları valilik olarak her türlü imkan ve desteği sağlıyoruz. İlçe belediyelerimizden de destek rica ederek görev paylaşımı gerçekleştirdik. Kazı ekiplerine gerekli desteği veriyorlar. Şu anda problem olan ilçemiz yok. Bu nedenle tüm ilçe belediyelerimize teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Şanlıurfa’nın, yüzde 96’sına yakını yerli olmak üzere yıllık 5 milyona varan turisti ağırladığını, Göbeklitepe’nin yanı sıra Hz. İbrahim başta olmak üzere birçok peygamberle anılan bir şehir olduğunu ifade eden Vali Erin, “Göbeklitepe gibi arkeolojik alanlarımızı tüm dünyaya sunacağız. Ama öbür taraftan da Hz. İbrahim’in kenti olma kimliğimizi hiçbir zaman terk etmeyeceğiz. İnsanlar, o peygamberlerin ayak bastığı yerleri ziyaret için geliyorlar. Dolaysıyla bu bizim en güçlü tarafımız. En güçlü olduğumuz bu yönü hiçbir şekilde ihmal etmeyeceğiz. Göbeklitepe başta olmak üzere Karahantepe ve diğer arkeolojik alanları paket halinde ziyaret edilebilecek getirme gayreti içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı.
Göbeklitepe’de ziyaretçi sayısının her geçen gün artığını ve buradaki alan yönetimi planlamasının mutlaka yapılması gerektiğinden hareketle, Turizmi Geliştirme A.Ş.’nin bir çalışma yaptığını kaydeden Vali Erin, Göbeklitepe girişinde bir alanın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce takip edilerek Milli Emlak’tan alındığını ve buraya bir karşılama alanı kurulacağını söyledi. Buradaki karşılama alanı tamamlandıktan sonra tur otobüslerinin burada karşılanacağını, çay kahve ikramlarının burada yapılacağını ve ziyaretçilerin transfer araçlarıyla Göbeklitepe’yi ziyaret ederek geri döneceğini belirten Vali Erin, bu alanın inşası için ihale aşamasına gelindiğini ifade ederek, alan yönetiminin uygulanması ile yoğunluktan kaynaklanan kargaşanın ortadan kaldırılacağını dile getirdi.
Konuşmasında, Balıklıgöl ve çevresinin mutlaka düzenlenmesi gerektiği gerçeğine de işaret eden Vali Erin, “Bu haliyle ne Hz. Eyyüp Peygamber Makamı ne de Balıklıgöl Urfa’ya yakışır bir durumda değil. Yönetim yapısından, oradaki alan düzenlemesine ve faaliyetteki işletmelere kadar gönül rahatlığıyla misafir ağırlayabileceğimiz bir alana sahip değiliz. Balıklıgöl Platosu bizim en büyük zenginliğimiz ise, burayı kargaşa ve keşmekeşlikten kurtarmamız gerekiyor.
Defalarca oturup bunu konuştuk. Geldiğimiz noktada bu işin çözülemeyeceğini gördük. Valilik olarak yeni bir çalışma gerçekleştirdik. Rızvaniye külliyesi de dâhil olmak üzere bölgenin yeniden düzenlenmesi, sadece el sanatlarının sergilenip, ticaretinin yapıldığı bir yer olmaktan çıkarıp, giriş çıkışlarının kontrollü olacağı, oraya adım atmakla birlikte manevi atmosferin hissedilebileceği ihtiyacına binaen çalışmamızı büyük ölçüde tamamladık. Bunun için gerekli olan finansal desteği de Urfalı bir işadamımızdan temin ettik.
750 bin TL kadar bir bağışı ŞURKAV’a gerçekleştirdiler. Şu anda, özel olarak sergilenmesi gereken tüm değerlerimizi, bu işin uzmanı hocalarımız, din adamlarımız, akademisyenlerimiz, mimarlarımızla çalışıyoruz. Hz. İbrahim’den başlamak üzere Şanlıurfa’da yaşamış olan Hz. Eyyüp, Hz. Şuayp, Hz. Yakup, Hz. İlyas ve Hz. Musa’ya kadar uzayan birçok peygamberin burada yaşadığına dair elimizde olan rivayetlere ilave kaynaklar ekleyerek bir çalışma yapıyoruz. İlahiyat Fakültemiz öncülüğündeki bir heyet bu çalışmayı gerçekleştirdi. Bu peygamberlerin burada yaşadığına dair batı kaynakları da tarihsel ve bilimsel açıdan değerlendirerek yeni kaynaklar ortaya çıkarıldı. Şimdiye kadar elimizde olan 3-5 kaynak vardı, bundan sonra 87 kaynaktan söz edilebilecek.
Peygamberlerimizin hepsi bizim için değerlidir ancak Şanlıurfa için önemli olan burada yaşamış peygamberlerimizdir. Rızvaniye Külliyesindeki alanlarda bu peygamberlerimizin tanıtımına yönelik hatıraların, kaynakların teknolojiyle desteklenmiş şekilde yansıtılacağı bölümler oluşturacağız. Yine, Prof. Dr. Abdullah Ekinci hocamız öncülüğünde çalışmasını yaptığımız, uzunca bir süredir Şanlıurfa’da hep konuştuğumuz Harran ekolü ve Harran’da yetişmiş bilim adamlarımızı hem belli bir yaşın üzerinde hem de çocukların ilgisini çekebilecek seviyede eserlerin sergileneceği, üç boyutlu ve farklı araçlarla tanıtacağımız bir alan oluşturacağız.
Balıklıgöl’ün giriş çıkışını kontrol altına alacağız. Bir yer değerliyse kapalı olur. Her tarafından, istediğiniz yerden girip çıktığınız yer kıymetli değildir. En kıymetli inci, okyanusun dibinde kapalı bulunan incidir. Herkesin istediği gibi girip çıktığı bir alan manevi olarak da ekonomik olarak da kıymetli olamaz. Halilürrahman Platosunun tarihi geçmişine uygun bir şekilde kıymet bulması için giriş çıkışlarının sınırlandırılması, giriş kontrolünün sağlanması, çıkışın yine trafiği aksatmayacak şekilde bir iki noktadan verilmesini planlıyoruz. Bu konudaki planlamamız büyük ölçüde tamamlandı. Tasarımları kâğıda dökecek aşamaya gelmiş durumdayız. Bu işi iyi yapan firmalarla görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
Şanlıurfa’nın çok nadide ve dünyada eşi benzeri olmayan değerlere sahip olduğunu ancak bunun doğru şekilde yönetilemediğini kaydeden Vali Erin, “Birazcık aklı ve değerlendirme yeteneği olan herkes bunu söylüyor. Bu yönetim anlayışı ile buraları çekip çevirmemiz ve geleceğe hazırlamamız mümkün değil. Balıklıgöl’de de biz elimizden geleni yapıyoruz ancak yetki ve sorumlulukların belli olmadığı bir alanın yönetilme şansı yoktur” diyerek, bölgede yaşanan temizlik, güvenlik, işgal ve benzeri sorunlara dikkat çekti.
Halilürrahman Platosunun dünyanın, Türkiye’nin, İslam âleminin ve Şanlıurfa’nın zenginliği olduğunu, buranın tek bir yönetim modeliyle yönetilebileceğini ifade eden Vali Erin, “Dünyanın dört bir yanında benzer alanlar başarılı şekilde yönetiliyor. Türkiye’de de Çanakkale’de ve Nevşehir’de bu alanları yönetmekle görevli olan yönetim şekilleri var. Kanundan gücünü alan, belli bütçesi olan, sadece bu alanları yönetmekle sorumlu olup, aldığı kararları uygulama kabiliyet ve gücü olan yönetim şekliyle buralar yönetilebilir” diye konuştu.
Şanlıurfa turizm alan yönetimi için gerekli kanun teklifini de hazırlayarak Kültür ve Turizm Bakanlığına gerçekleştirdiklerini hatırlatan Vali Erin, bu teklifin bir an önce kanunlaşmasını beklediklerini söyledi.