Bu yılki Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan ABD’li fizyolog David Julius ve ABD’li moleküler biyolog ve sinirbilimci Ardem Patapoutian’ın ödüle giden yolunu yedikleri acı biberin açtığı ortaya çıktı.
Bilim insanlarının keşiflerinin başlangıç noktasının, Julius’un acı biber yerken yanma hissi oluşturan kapsaisin bileşiğiyle çalışması olduğu belirtildi.
Julius ve ekibi, duyusal nöronlarda ifade edilen ve acıya, ısıya ve dokunmaya tepki verebilen genlere karşılık gelen milyonlarca DNA parçasından oluşan bir kütüphane oluşturdu. Daha sonra, duyarlılığa neden olan tek geni bulmak için bu koleksiyondaki genleri normalde kapsaisine tepki vermeyen hücrelere bağlayarak çalışmasını tamamladı.
DERİ VE İÇ ORGANLARDAKİ SENSÖRLERİN KEŞFİ
Meslektaşlarıyla birlikte, tek tek hücreleri bir mikro pipetle dürtüldüğünde tepki veren bir hücre hattı belirleyen ekip, daha sonra reseptörleri kodlayabilecek 72 aday gen belirledi ve mekanik duyarlılıktan sorumlu olan geni tespit ederek çalışmasını tamamladı.
Julius daha sonra keşfettikleri bu kapsaisin reseptörünün, aynı zamanda ağrılı olarak algılanan sıcaklıklarda aktive olan bir ısı algılama reseptörü olduğunu fark etti.
Konuyla ilgili konuşan Nobel Meclisi genel sekreteri Thomas Perlmann, “Bu çok akıllıca bir şeydi çünkü acı biberin veya biberdeki kapsaisinin sinirleri veya ağrıyı tetiklediği biliniyordu. David Julius, bunun nasıl meydana geldiğinin moleküler mekanizmalarını gerçekten anlarsak, bunun bir atılıma yol açabileceğini düşündü” dedi.
Perlmann, “Bu keşiflere giden yol sinirlerin gerçekte nasıl aktive edilebileceğine dair algılama mekanizmasıydı. Sıcaklık, mekanik, dokunma ve basınç gibi uyaranlarla karşılaştığımızda acı biber işin özüydü ama keşif bundan çok daha derindi” şeklinde konuştu.