Şanlıurfa’da telkari Eyyüp Usta’nın elinde yaşam buluyor
Tarihi binlerce yıl önceye dayanan telkari sanatı, tamamen el işçiliğine dayanıyor. İnce tel halinde çekilen gümüşün bükülmesiyle hazırlanan el sanatı, çok küçük motiflerin kaynak yardımıyla bir araya getirilmesiyle yapılıyor. Usta-çırak öğretisi ile günümüze taşınan bu sanatın Şanlıurfa’daki son ustalarından biri Eyyüp Sabri Tatlı.
Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı el sanatı ustaları arasında yer alan Eyyüp Usta, telkariye çocuk yaşlarda başlamış. Eyyüp Usta, Balıklıgöl’de bulunan tarihi çarşılar bölgesinde küçük bir dükkanda sanatını 43 yıldır büyük bir tutkuyla icra ediyor.
Urfa’da telkari sanatının son ustalarından Eyyüp Sabri Tatlı, BİHA’ya konuştu.
Telkari ustası Tatlı, bugüne kadar birbirinden farklı motifleri tel tel işleyerek gümüşü, sayısız yüzük, küpe, kolye, kemer, bilezik, broş ve anahtarlık gibi çeşitli ürünlere dönüştürmüş durumda.
Eyyüp Usta, çok ince gümüş tellerinin oval şekline getirilip desen halini almasıyla meydana gelen telkarinin, eskiden Şanlıurfa ve çevre illerden çok fazla rağbet gördüğünü, günümüzde ise çok az tercih edildiğini kaydetti.
Frenk bağı ve oymalı akıtma gibi Şanlıurfa’ya özgü ürünler de yapan Eyyüp Usta, telkarinin bütün kesime hitap eden bir sanat olduğunu vurguladı.
TATLI: BU SANATI BERABER YAŞATALIM
Telkari sanatının Urfa’da tescilli tek temsilcisi olduğunu belirten Eyyüp Usta, el sanatının yok olmaması için eğitmenlik yaptığını, bu sanatı yaşatmaya çalıştığını kaydetti.
“Şanlıurfa’da devlet sanatçısı telkari ustası bir tek ben varım” diyen Eyyüp Usta, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği tescilli belge ile devlet sanatçısı olduğu dile getirdi. Eyyüp Usta, şunları söyledi:
“Elimden geldiği kadar bu sanatı yaşatmaya çalışıyorum. Ben aynı zamanda eğitmenim. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Hayati Harrani Kadın Destek Merkezinde eğitmenlik yapıyorum. Telkari sanatının eğitimini veriyorum. Bu meslek unutulmaya başladı. Ben isterim ki Urfa’daki genç arkadaşlar, kadınlar bu mesleği öğrensin, usta olsun, sonrasında bu meslekten ekmek yesinler. Gelsinler ben buradayım. Bu sanatı beraber yaşatalım.”
“URFA’NIN KENDİ HAS OLAN ÜRÜNLERİ VAR”
Urfa’nın kendine has ürünleri olduğunu ve bunları tescillemek için çalışmalar yaptığını belirten Eyyüp Usta, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Telkari geçmişi 3 bin önceye dayanan bir sanattır, sanatın ham maddesi gümüştür. Gümüşten her türlü ürünü yapıyoruz. Urfa’nın kendi has olan ürünleri var. Bunlar, frenk bağı, oymalı akıtmadır. Eğitmen olarak ben bunları yapıyorum. Bunları da inşallah tescilleyeceğiz. Benim gibi bir usta frenk bağını 3 saatte yapar. Yeni nesil yavaş yavaş öğrendiği için 1 hafta, 10 günde yapar.”
“GENÇLER AKILLI TELEFONLA KAFAYI YEMİŞ”
Eyyüp Usta, çırak yetişmemesinden dert yandı. Ailelerin çocuklarını sanatı öğrenmek için atölyeye yollamadığını belirten Eyyüp Usta, “Çırak yok. Halk eğitim merkezlerinde çırak yetiştirmeye çalışıyoruz. Yanımıza kurslara gelen öğrencilerimiz bayan olsun, erkek olsun yetişmeye çalışıyorlar. Ama atölyeye kimse çocuğunu çırak olsun diye yollamıyor. Bu konularda biraz kızıyorum. Bu akıllı telefonlar çıkmış, gençler de bunlarla kafayı yemiş. Telefonla uğraşacaklarına gelip, burada sanat öğrensinler” diye konuştu.