Şanlıurfa İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Musluhittin Emre Erkuş, Şanlıurfa’da Coronavirus ile mücadelede test sayısını 5 binin üzerine çıkardıklarını belirterek, test kitlerinde herhangi bir sıkıntılarının olmadığını söyledi.
Haziran ayı başında ilan edilen “Normalleşme Süreci” ile birlikte Şanlıurfa’da Covid-19 vaka sayılarında artış meydana gelmişti.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün yapmış olduğu değerlendirmede Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin ve Batman’daki vaka sayısında düşüş yaşandığını belirtmişti.
Şanlıurfa’da Coronavirus ile mücadelede gelinen son durum ile ilgili İLKHA’ya değerlendirmede bulunan Erkuş, vatandaşlardan alınan tedbirlere uymasını istedi.
Özel hastane ve eczanelerde yapılan Covid-19 testleri ile ilgili soruşturma başlattıklarını belirten Erkuş, buralarda yapılan testlerin güvenilir olmadığını ifade etti.
Coronavirus hastalığının ne zamana kadar devam edeceğinin öngörülmediğine değinen Erkuş, vatandaşların maske, sosyal mesafe ve dezenfeksiyon kurallarına uyarak hayatlarını sürdürmesi gerektiğinin altını çizdi.
“Aşı ne zaman çıkacak ne zaman kullanacağız bilmiyoruz”
Pandemi ile ilgili Şanlıurfa’da gelinen son durumu değerlendirerek sözlerine başlayan Erkuş, “Şanlıurfa’da haziran ayına kadar bizim ciddi anlamda karantina tedbirlerini uygulamamız, diğer illerden farklı olarak bize ciddi anlamda bir avantaj sağladı. Normalleşme süreciyle birlikte vakaların artması sonucunda bu vakaların yurtlarda ve hastanelerde izole edilmesi yerine bakanlığımızla görüşülerek, bakanlığın ilk günlerde diğer illerde uyguladığı gibi hastaların evlerinde takip edilmesi, sadece gerekli görülen kişilerin hastanelerde yatırılması yoluna gidildi. Bizde bu yönteme geçtik ve normalleşme ile beraber havaların ısınmasıyla Güneydoğu Bölgesindeki iller gibi Şanlıurfa’da bir artış yaşadık. Sayın Bakanımızın açıkladığı gibi bu artış son günlerde azalma eğilimine doğru gidiyor. Şu an da belli bir hızla yatan hastalarla beraber Urfa’yı biraz daha kontrol altına aldık. Buradaki en önemli nokta yeni vakaların, artışların olmaması ve rehavete kapılmamamızdır. Bizim, maske, sosyal mesafe ve dezenfeksiyon kurallarına uyarak bu süreci yönetmemiz gerekir. Normal hayatımıza devam edeceğiz. Ancak maske, sosyal mesafe ve dezenfeksiyonu hayatımızın içerisinden çıkarmadan, hayatımızın bir parçası olarak idame ettirmemiz gerekiyor ki bu sürecin ne kadar süreceğini bilmiyoruz. Aşı ne zaman çıkacak ne zaman kullanacağız bunu da bilmiyoruz. Onun için kontrollü bir şekilde hayatımızı idame ettirmemiz, günlük yaşantımızı da buna göre yönetmemiz gerekir.” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşlarımız dışarda ücret ödeyerek test yaptırmasınlar”
Şanlıurfa’da test kapasitesini 5 binin üzerine çıkardıklarını belirten Erkuş, şunları söyledi:
“Hastanelerimizdeki kit sayılarında bir sıkıntımız yok. Gelen testlerle ilgili olarak da Bakanlığımız Bilim Kurulu Rehberi’nde olası vaka tanımına uyan herkese test yapıyoruz. Bizim şu andaki test kapasitemiz günlük olarak 5 binin üzerine çıktı. Şu an günlük olarak yaptığımız test sayımız 3 bin 500 ile 4 bin arasındadır, bazı günler ise 5 bine ulaşıyor. İlk günlerde yaptığımız test kapasitemiz binlere çıktı. Haziran ayına kadar binlerde devam etti sonra Kurban Bayramı’na kadar 2 bin ile 2 bin 500 arasında devam etti. Yakın dönemde ise 5 bin hatta 6 bini bile buluyor. Test kitlerimizde herhangi bir sıkıntımız yok. Vatandaşlarımız dışarda ücret ödeyerek kesinlikle test yaptırmasınlar. Dışarda yapılan testlerin güvenirlikleri de düşüktür. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulumuz yaptığı PCR testlerinin güvenirlikleri şu anda yüzde 91 ile yüzde 92’nin üzerindedir.”
Özel hastanelerin ücretli olarak test yaptıkları ile ilgili soruşturmalar devam ediyor”
Eczanelerde yapılan testlerin güvenilir olmadığını vurgulayan Erkuş, “Eczanelerde bulunan testleri bakanlığımız ilk başlarda hızlı test olarak ücretsiz yaptı. Ancak güvenirlikleri düşük çıkınca bakanlığımız bu uygulamadan vazgeçti ve bu kitleri artık kullanmıyor. Bunun için boşuna dışardan kit alarak veya para vererek test yaptırmaya gerek yoktur. Hastanelerde bu testleri ücretsiz olarak yapıyoruz ve bizim yaptığımız testler, eğer virüs varsa anında tespit ediyor. PCR testleri dediğimiz ağızdan ve burundan alınan örneklerle bu testi yapıyoruz. Özel hastanelerin ücretli olarak test yaptıkları ile ilgili soruşturmalar devam ediyor. Eczanelerle bu tür test satışları varsa yasaktır. Bununla ilgili denetim yapıyoruz bulduğumuz eczanelere cezai işlem yapıyoruz. Vatandaşlarımızdan ricamız böyle bildikleri bir durum varsa eczanelere ödedikleri paranın faturasını alsınlar ve bu şekilde varsa bize iletsinler bizde gerekli işlemleri yapalım.” diye konuştu.
“Avrupa, devlet hastanelerimizde yapılan testlerin sonuçlarını istiyor”
Vatandaşların dışarda test yaptırmasına gerek olmadığının altını çizen Erkuş, bakanlığın bu konuda hassas olduğunu dile getirdi.
Erkuş, “Bakanlığımız bu konuda hassastır. Kimin ne zaman, nerede, ne şekilde test yapılacağını, hangi kurumun testi yapacağını, hangi koşullarda testi yapacağını ve hangi koşullarda testin yapılacağını belirliyor. Sağlık Bakanlığımız şu anda sadece yurt dışına çıkmak isteyen gönüllü test yapmak isteyenler gittikleri ülkelerde ülkelerine dönüşte test istedikleri için sadece onlara Avrupa’nın belirlediği ücretin altında olmak şartıyla cüzi bir ücretle kendilerine bu test yapılıyor. Bunun haricinde kesinlikle dışarda test yaptırmalarına gerek yoktur. Avrupa, devlet hastanelerimizde yapılan testlerin sonuçlarını istiyor. Özel hastanelerdeki ya da eczanelerdeki sonuçlara değer vermiyorlar.” dedi.
“Tat ve koku almada azalma, öksürük ve ateş varsa Covid-19 testi yapıyoruz”
Bazı hastaların şikâyetlerini Coronavirus ile karıştırabildiklerini belirten Erkuş, şunları söyledi:
“Vatandaşlarımız boğaz ağrıları, kas ağrıları ve burun akıntılarını, Coronavirus’le karıştırabiliyorlar. Bakanlığımızın şu an bir çalışması var. Hastalıkları birbirinden ayırt edecek. ‘Bu belirti bu hastalıktır’ denilebilecek daha hızlı bazı çözümler üretebilmek için çalışmalar devam ediyor. Bazen acil bölümüne göğüs ağrısıyla hasta geldiği zaman bu hasta kalp krizimi geçiriyor, akciğer rahatsızlığından mı kaynaklanıyor, reflüden mi kaynaklanıyor ya da akciğer zarının yırtılmasından mı kaynaklı bir ağrı mıdır? Biz bunları çözebilmek için akciğer grafisi isteyebiliriz, kalp krizi tahliline bakıyoruz. Bunların ayırıcı bir tanısını yapıyoruz. Bu hastalıkta bu şekildedir. Boğaz ağrısı ile gelen herkes farenjit ve Coronavirus olmayabilir. Gribal enfeksiyon, nezle, farenjit ve bademcik iltihabı olabilir, bunun yanında Coronavirus’te olabilir. Bu hastaların şikâyetlerini dinleyerek ve belirtilerine bakıyoruz. Özellikle tat ve koku almada ciddi anlamda azalma varsa öksürük ve ateş eşlik ediyorsa tedbirli davranıyoruz bu hastalarımıza Coronavirus testini yapıyoruz.”
Pozitif vakalarda yapılan ikinci test ile ilgili bilgi veren Erkuş, “Test yaptıktan sonra pozitif çıkan vakalarla ilgili ikinci bir test yapmıyoruz. Buna şunun için gerek kalmıyor. Yapılan çalışmalarda 14 gün sonra ikinci testinde pozitif çıkan vakaların numunelerinde laboratuvar ortamında virüs üretilemedi. Bu ne demek? Her ne kadar test pozitif gelse bile kişinin bulaştırıcılığı ortadan kalkıyor. Bizim bazen çalıştığımız sistem, virüsün ‘rna’ virüsü olduğu için bunun genetik yapısını çoğaltarak var mıdır? Yok mudur? diye bakılır. Bu genetik yapının artıkları boğazımızda kalmışsa bir pozitif teste neden olabiliyor. Ancak hastalık ve bulaştırıcılık ortada yok. Bunu bu şekilde bilmemiz gerekiyor. Pozitif vakaların 14 gün izolasyonu öneriliyor. Bu 14 gün test sonucu çıktıktan sonra kişiler hayatlarının idamesini yapabilirler. Zaten bir bulaştırıcılık olmuş olsa Bakanlığımız ve Bilim Kurulumuz buna onay vermezdi. Bu ciddi anlamda araştırıldıktan sonra yapılıyor. Nitekim 22 gün olarak uygulanan izolasyon yeni dönem içerisinde bu hafta sonu itibarıyla 14 güne düşürüldü.” şeklinde konuştu.
Maske, sosyal mesafe ve dezenfeksiyon kurallarına uyarak hayatımızı idame ettirmeliyiz”
Coronavirus’e yakalanmamak için alınması gereken tedbirlere de vurgu yapan Erkuş, “Toplumda kimin pozitif ve negatif olduğunu bilmediğimiz için bizim yapmamız gereken maskeyi çıkarmamaktır. Birisi ile oturuyorsak, sosyal mesafeyi korusak bile bir de kapalı ortamda bulunuyorsak kesinlikle maskeyi çıkarmamak gerekiyor. Masa ve kapı koluna dokunduğumuz zaman ya da otobüste tutacakları tuttuktan sonra belli zaman aralıkları içerisinde veya mümkün olan en çok düzeyde ellerimizi ya sabunla yıkayacağız ya da dezenfeksiyonla ellerimizi sık sık temizleyeceğiz. Etrafa dokunduktan sonra en önemli nokta; elimizi yıkamadan ağzımıza ve burnumuza götürmememiz gerekir. Çünkü her dokunduğumuz yerde virüs olabilir. Dokunduğumuz yerden aldığımız bir virüsü ağzımı ve burnuma götürürsem hava aldığımız bölgelerden boğazımıza ve akciğerimize bu virüs girebilir. Bunun için mümkün olduğu kadar maske, sosyal mesafe ve dezenfeksiyon kurallarına uyarak hayatımızı idame ettirmemiz gerekiyor. Kapalı ortamlarda bulunuyorsak sürekli pencereleri açarak içerinin havalandırılması önemli. Toplu organizasyonlardan kaçınmamız gerekir. İçeri bir hasta girerse 15 dakikadan fazla içerde bulunursa öksürüp, aksırıp ve konuşursa bir başkasına bulaştırma ihtimali o kadar çok olur. Aynı şekilde 14 gün süresi biten vatandaşlarımız, maskesine ve sosyal mesafesine uyarak, diğer vatandaşlara da bu şekilde yaklaşarak hayatımızı idame ettirebiliriz.” diye konuştu.
“Hastanelerimiz Coronavirus’e mücadele için yeterlidir“
“Hastanelerimiz Coronavirus’e mücadele için yeterlidir.” diyen Erkuş, yoğun bakım ünitelerinde ve servislerde yerimiz vardır. Hastaneye yatması gereken hastaları getiriyoruz. Merkezi olarak oluşturduğumuz 100 kişilik çağrı merkezimizle, hastaları belirli aralıklarla arıyoruz. Şikâyetlerini ve durumlarını soruyoruz. Durumlarında bir kötüleşme varsa özellikle solunum sıkıntısı ve öksürük varsa evlerine sağlık ekiplerini göndererek değerlendiriyoruz. Gerek duyulursa hastaneye alıyoruz. Vatandaşımız, pozitif olduktan sonra hatta testi verdikten sonra evinden çıkmamalıdır. Pozitif olduğu takdirde ise bu süreyi 14 güne tamamlamalıdır. Bu bir başkasını korumak adına önemlidir.” şeklinde konuştu.
Açıklamasının sonunda test yaptıran hastalara uyarılarda bulunan Erkuş, “Pozitif kişinin kendisine ait bir odası olmalıdır. Odanın sık sık havalandırılması gerekir. Yemeği kapısının önüne bırakılmalı, lavaboya gideceği zaman ortak kullanım alanlarında mutlaka maskeli olmalıdır. Sadece hasta kişiye özel havlu kullanılmalıdır. Burada hastalık yüzde 80 iyi seyrediyor. Bu ne demek? Hastalarımız bu hastalığı evlerinde atlatıyorlar. Ancak çok az bir kısmının hastane ihtiyacı oluyor. Çok az bir kısmının da yoğun bakım ihtiyacı oluyor. Rehavet anlamında bunu söylemiyorum. Hastanelerimizde yatması gereken hastaları asla geri çevirmiyoruz. Evine gönderdiğimiz vatandaşların hastanede yatmasına gerek yoktur. Hastaneye yatırmamız demek enfeksiyon kapması demek. Hastanelerin kendilerine ait ortamları ve sıkıntıları var, giren çıkanları var. Bu açıdan bu hastaları korumak adına evinde kendilerini izole etmelerini istiyoruz. Ayrıca test veren vatandaşlarımız, evlerine otobüsle dönmesinler. Test yaptıkları yerdeki idare birimlerindeki görevlilere söylesinler. Valiliğimizin tesis ettiği araçlarla test yaptıranları evlerine götürüyoruz. Bu uygulamayı su istimal etmeden, gerektiği zaman kullanırsak, tüm vatandaşlarımıza ihtiyaçlarını karşılayabiliriz.” dedi.