Hastane girişinde açılan stantta Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Serap Satış, başhemşire ve personel tarafından hasta ve hasta yakınlarına diyabet konusunda bilgilendirme yapıldı.
Harran Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Endokrinoloji ve Metabolizma Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Karaaslan da diyabet hastalığının başlangıcı, tetikleyen durumlar ve kişiye vereceği zararlar konusunda açıklamalarda bulundu.
Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Karaaslan, diyabetin pankreas adı verilen salgı bezinden insülinin üretilemediği, az üretildiği veya üretilen insülinin hedef hücrelerde etkili bir şekilde kullanılamadığı durumlarda ortaya çıkan, kan şekeri yüksekliğiyle seyreden kronik bir hastalık olduğunu ifade etti.
Diyabetin Dünya genelinde oldukça sık görülen bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Karaaslan, “Diyabet, geç teşhis edildiğinde veya teşhis konulmasına rağmen yeterli kan şekeri kontrolü sağlanamadığında; çok sayıda organ fonksiyonlarını, yaşam kalitesini ve beklenen yaşam süresini olumsuz yönde etkileyebilmektedir” dedi.
Diyabetin belirtileri hakkında da bilgi veren Karaaslan, “Ağız kuruluğu, çok su içme, sık idrara çıkma, iştah artışı veya iştahsızlık, halsizlik, çabuk yorulma, gece idrara çıkma, bulanık görme, yaraların geç iyileşmesi, açıklanamayan kilo kaybı, ayaklarda yanma ve uyuşmalar ve tekrarlayan mantar enfeksiyonları diyabetin sık görülen belirtilerinden bazılarıdır” diye konuştu.
Karaaslan, diyabet taramasının 35 yaşından sonra her üç yılda bir açlık kan şekerlerinin bakılması yoluyla yapılmasını önerdi.
Diyabetin önlenmesi ve tedavisi için sağlıklı beslenme, kilo kontrolü ve düzenli egzersizlerin önemine değinen Karaaslan, “Erken teşhis ve uygun tedavi ile hedef kan şekerlerine ulaşmak da hastalığa bağlı meydana gelen organ hasarlarının önlenmesinde oldukça etkili olmaktadır” dedi.