Aslında dünyanın heryerinde küfür kadın üstünden edilir. Aramizda ki fark ; bizim coğrafyamız da kadının taşıdışı yükün ağırlığıdır. Urfa da, Bitlis de, Gaziantep de, Malatya da vb. kadın evindedir. Maalesef hala üretime direk değil endirekt katkı sağlarlar.
Çoğunlukla evdedirler ama öyle sizin görüp bildiğiniz kadar basit değil. Onlar eşlerine saygıda kusur etmezken, eşlerinin ailelerine ve kendi ailelerine de destek olmak ve bu sırada çocuk doğurup büyütmek zorundadır. Ekmeği yapar, kışlık hazırlığı üstlenir, tarlada çalışır, koyunu kırpar, hayvanları sağar ve bu arada verdikleri emek ve zaman onlara yaşamı, kendilerini unutturacak kadar zorlaştırmıştır. Oysa sosyal hayatta üretime ve siyasete aktif katılan eşler üstünden bir kez daha ağır bir yükün altına girmişlerdir. Eşi askere giden kadın yada hapise giren, karşı kutuplarca hedef seçilir. Onun emeği çalışkanlığı hatta analığı düşünülmeksizin onun namusu üstünden saldırılır eşine, kardeşine, babasına.
Namus, ataerkilliğin devamlılığının sağlanmasında kullanılmaktadır. Namus üzerinden edilen küfürler de erkeğin kadın tahakkümünü bir meşrulaştırma aracıdır. Şimdilerde erkeğin diğer erkeğe küfrü de karısı ve kız çocuğu üzerinden yapılarak erkekleri tahakküm altına almaktadır. Üstelik müslüman toplumlarda küfrün dinen tamamen yasaklanmasına rağmen.
Son günlerde bolca tanık olduk. Eşleri yüzünden kadınlıkları ve namusları aşağılanarak taciz edilmesine kadınların. Geçmiş yıllarda Sayın Süleyman Demirel`in eşi Nazmiye hanıma da benzer tacizler fıkralar üzerinden yapılmıştı. Şimdilerde Sayın Başak Demirtaş eşi Selahattin Demirtaş üstünden sosyal medyada küfürlerle aşağılandı. En son Hazine Bakanımız Sayın Berat Albayrak ın eşi Esra Erdoğan Albayrak a çok ağır hakaretler edildi. Eşimizin yada babamızın, kardeşimizin mesleği yada siyasi hayatı nedeniyle kadınlığımıza, anneliğimize küfür edilemez. Bizler siz erkekleri doğurup büyütenler olarak hiçbir neden yada kimlikden ötürü hakaret ve küfrü hak etmiyoruz ve kabullenmiyoruz.
Hz.Muhammet (S.A.V.) den beri eşler iftira ve küfürle mücadele etmiştir. Hz.Aişe ye de malum iftiralarla hayatı karartılmıştı. Bu günün toplumun da artık insanca ve erkek yada kadın namusu üzerinden küfür ve tacize uğramamalıdır. Konuşarak her konunun çözümünü bulabileceğimize olan inancımla aydınlık bir dünya da tertemiz konuşan çocuklar yetiştirebilmek umudumu dile getirmeliyim.
Bu ilk yazım bir tanışma niteliğinde olduğundan uzatmayacağım. Pek çok farklı konuda görüşmek ümidiyle. Ataerkil dünyamızda ki erkeklerimizin kendini daha güçlü ve açık diyaloglarla ifade edeceği ve bizlerin küfür yerine konuşup fikir alabilecekleri hayat arkadaşları, anneler olduğumuza ikna olacağı günlere sağlık ve sevgi ile…