Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde arıcılık yapan Hüseyin Yavuz, mevsimlik işçiyken başladığı bal üretimini, Tarım ve Orman Bakanlığından aldığı destekle arttırarak sürdürüyor.
İlçeden 26 yıl önce Adana’ya ailesiyle mevsimlik işçi olarak çalışmaya giden 44 yaşındaki Yavuz, burada arıcılık yapan bir öğretmenin yanında işçi olarak işe başladı.
Bir süre işçi olarak arılara bakan Yavuz, işi kavradıktan sonra öğretmenden ürettiği balla ödemek üzere 80 kovan borç arı alarak bal üretimine adım attı.
Öğretmen ile yaklaşık 20 yıl ortaklaşa bal üretimine devam ettikten sonra kendi işini kuran Yavuz, Tarım ve Orman Bakanlığının arıcılara sağladığı destekten yararlanarak kovan sayısını 200’e yükseltti.
Arıları sayesinde doğayla iç içe yaşamanın da keyfini çıkaran Yavuz, kovanlarını bitki örtüsünün zengin olduğu, yayla ve dağlık alanlara götürerek ürettiği organik bal için gelen taleplere yetişemiyor.
– “Taleplere yetişemiyoruz”
Hüseyin Yavuz, AA muhabirine, 26 yıl önce başladığı arıcılık ile meslek sahibi olduğunu ve işini çok sevdiğini belirtti.
Borç aldığı arılarla hayatının değiştiğini söyleyen Yavuz, “Masraf ve sabır isteyen bir iş. Biraz zorlukları var, arazide kalıyorsun. Bizim için güzel bir iştir, parası da güzeldir. Mevsimlik işçi olarak çalıştığımda belki yevmiye ile bir şey yapamazdık ama arıcılık sayesinde Allah’a şükür ev, araba sahibi olduk.” dedi.
Yavuz, en büyük sıkıntılarının bilinçsiz yapılan tarımsal ilaçlama olduğunu belirterek, bu konuda çiftçilerin daha dikkatli olmalarını istedi.
Yıllık 1500 ile 2 bin kilogram bal üretimi gerçekleştirdiğini ve ürüne talebin fazla olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
“200 kovandan şekerle çalışılmazsa saf bal bir buçuk ile iki ton arası bal alabiliyoruz. Şekerle çalışan arıcılar 200 kovandan 8 tona kadar bal alabiliyor. Taleplere yetişemiyoruz. Müşterilerimize güvendiğimiz yerlerden balı alıp satıyoruz. Arıları sürekli gezdiriyoruz. Yaylalara çıkarıyoruz. Niğde, Kayseri, Bitlis, Bingöl, Muş, Batman, Diyarbakır’a gidiyoruz. Yaylalar bittikten sonra Suruç’a pamuk balını üretmeye geliyoruz.”