İnsan, yüce yaratanın en güzel bir sanat eseri (mucisesi) dir.
Her insan dünyaya acemi ve zayıf bir konumda gelir.Diğer canlılarda olduğu gibide insan yavrusunda da bir animal akıl mevcuttur.Doğuştan kendine verilen bu akıl ile ayakta kalması için verilmiştir.Biz bu akıla felsefede (animal) akıl dendiğini görüyoruz.Hayvanlardakine ise iç güdüsel olarakta nitelendilebiliniyor.
Her canlı yavrusi ilk önce ebeveylerin himayesi vede terbiyesi ile sınırlarını ve aile içinde ki ilişkiler konusunda eeğitilir.
İnsanın diğer canlı türlerinden daha çok eğitim ve öğretime ihtiyacı vardır.Çünkü insanda var olan fıtri duygu, yetenek ve değerler iyi bir terbiye ye muhtaçtır.
İNSAN TERBİYE EDİLMEDİĞİ ZAMAN EN TEHLİKELİ BİR CANAVARA DÖNÜŞEBİLİR.
Bunun örneğini tarihte ve gûnümüzde çok görebilmekteyiz.1/2 dünya şavaşını çıkararak milyonlarca cana kıyanlar terbiyesiz azgın insanlar değilmiydi ?
Rusya çarlığında lenin yaptiği devrimde kendi yandaşları olan 120 insanı bir anda yok etmedi mi ?
Abd emperyalizmi Japonyaya atom bombasi atarak binlerce insan kadin ve çocuk katletmedi mi ?
Yine modern şehirlerde mafia ve seri cinayetler işleyen katilleri görebiliyoruz.
Batı medeniyeti uygarlığı insan merkezli bilimselci rastyonel akla dayaniyor.Tanrıyı öldürdük ve kurtulduk diye nara atan batili aydinlarin bizde de sempatizanlari Cumuhuriyetten önce jön türkler olarak karşımıza çıkmaktalar.
Osmanli kismende olsa islam dini değerlerini temel alıyordu devlet işlerinde.
Osmanlının yıkılması ile dinde hayatan çekilmiş oldu.Eski filmlerde yaşlı ve sahtekar hoca tiplemeleri ile dinin artik insan hayatinda fonksuyonu kalmadiğini işleyerek yeni gelen pozitizm ve seküler devrimlerin zihinlere yerleşmesi hedeflenmiştir.
Ancak hakikat hicte öyle değildir.Din kusurlu değildir.Müslümanim diyenler kusurlu olabilir.14. asırdan itibaren Türk ve Müslüman asrı süper gücü olurkende din vardi.
Öyle ise, maksat üzüm yemek mi yoksa bağcıyımı döğmek mi ?
İslam din olarak her devir ve çağda yaşanabilir bir hayat sistemidir.
Yeter ki muhatapları kendi zamanlarina göre iyi yetişmiş ve şahsiyet sahibi olabilsinler.
Allah, kur’an da insanoğlunu diğer canlı varlıklar üzerinde “halife” idareci hakim konumda bir misyon yüklediğini bildiriyor.
Evrende ki eko sisteminde ve genelde ki sünnetullah yasalarının işleyişinde bir düzen ve ahek mevcuttur.
İşte insan harici diğer canlı türleri bu sisteme uyumlu bir harmoni içinde yaşar giderler.
Bir tek insan irade ve vicdan sahibi olduğundan bu eko sistemini bozmaya yönelik hareket edebiliyor.
Bu durum bütün bir evrende bozulmayı ve anarşiyi beraberinde getirmiş olur.
İklim değişimi, ozon tabakası, çevre kirliliği, kimyasal artıklar, biolojik silahlar ve kontrolsüz hayvan katliyamları gibi bir çok zararlı işler insan eli ile meydana gelmektedir.
İnsan terbiye edilmediğinde kendi yavrusunu dahi huncarca öldürebiliyor.Bu durum genelde en vahşi hayvanlarda bile pek görülen bir şey değildir.
İnsan bu hayatta ve alemde Allah’a kesinlikle muhtaç durumdadır.Yoksa tek başına iç ve dış etkenlere karşı ayakta kalarak huzur bulmalısı mümkün değildir.
Korkuları, endişeleri, kaygılarını, zayıflığını ve ölüm gibi bir gerçekle yüzleşme durumunda huzuru kalmıya biliyor.
İşte burada din insanın imdadına yetişiyor.Ve insanın aklını, zihnini, kalbini vahiy ile Allah terbiye ettikten sonra morel gücü yüksek öz güvenli yeni bir insan hayata merhaba diyor.
Peygambere inen din (vahiy)
VAHİY, Dört şeyi inşa ettiğini görüyoruz;
1-Tasavvuru
2-Aklı
3-Şahsiyeti
4-Hayatı inşa eder.
Medine islam toplumu bu terbiyeden sonra kurulmuştur.Öyle siyaset meydanlarında ki sloganlarla oluşturulan algı sayesinde şeriat falan kurulmaz vede asla gelmez.
Eğer bir insan Allah’ın terbiyesi altına girmez ise bu sefer şeytan onu boş vaadlerle oyalar durur.Bu hayatta hiç bir şey boşluk kabul etmez.
Aklı selim insan kendine ciddi sorular sorup sonra onlara doyurucu cevaplar bularak nefsini iyi ikna etmesini bilmelidir.
İkna olmayan insan şüpheciliğin kucağına düşer.Aşırı şüphecilikte ruhsal bunalımlar ve ta şirofzeniye kadar gider.
Zeki Celik