Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Şanlıurfa İl Başkanlığı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında bir mesaj yayımlayarak kadının toplumdaki önemine vurgu yaparak şunları kaydetti.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Şanlıurfa İl Başkanlığı 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında bir mesaj yayımlayarak kadının toplumdaki önemine vurgu yaparak şunları kaydetti.
Tüm dünya kadınları için büyük bir anlamı olan bu günde, bir kez daha kararlılıkla ifade etmek isteriz ki; Deva Partisi olarak, kadının güvenlik ve adalet duygularını gerçekten hissedip yaşayacağı bir sosyal yaşam tesis etmek en öncelikli hedeflerimizden biridir. Sosyal yaşamın temel figürü olan kadınlarımız için gerek fiziki, gerek manevi anlamda hiçbir konforun lüks olmadığı anlayışını benimsiyoruz. Bu yaklaşımda da hiçbir köken veya bölge ayrımı gözetmeden tüm kadınlarımızın bu haklardan en üst seviyede yararlanabilmesinin hayati olduğunun bilincindeyiz. Hatta “merhametsiz insan yoktur, annesiz insan vardır” sözünün ifade ettiği şekilde, bir toplumun topyekün barış içinde olması için en önemli unsurun güven ve barış dolu bir ortamda yetişip hayatını yine güven ortamında sürdüren kadınlar olduğuna ve kadınlarımızın bu güven ve adalet ortamının kendisine sağladığı pozitif enerjinin bulunduğu tüm aile iş ve diğer yaşam ortamlarını daha yaşanır hale getireceğine inanmaktayız.
Bu bağlamda kadına şiddet denince hemen akla gelen ve her zaman karşı olduğumuz fiziksel şiddetin yanı sıra, maalesef kadına karşı fiziki şiddetin çok fazla yaşanması nedeniyle gündeme dahi gelmeyen, iş yerinde ve günlük yaşamda mobbing ve cinsiyetçi ifadelerin bile şiddet olarak algılandığı ve kadınlarımızın bunlara katlanmak zorunda kalmayacağı bir anlayışın toplumumuzda bir an önce hâkim olması için politikalar geliştirmeyi en önemli amaç ve kazanımlarımızdan biri olarak görmekteyiz.
Varoluşsal anlamda erkeğin daha fazla fiziki güce sahip olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bunun aslında mutluluk ve huzur vermesi gereken insanlara bir tehdit olarak dönmesi asla tasvip edilemez. Kadınlarımız bir nesil yetiştirirken veya üretime katkı sağlarken her ortamda ve her anlamda güvende olmalıdır.
Rehberi, toplumsal konuları bile eşi ile istişare edip fikrine göre hareket eden bir inancın mensubu ve kültüründe eşine ‘Han’ım ‘sultanım’ ‘efendim’ anlamında “hanım” hitabını layık gören bir toplumun bireyleri olarak dünya istatistiklerinde kadına yönelik şiddet bakımından üst sıralarda olmak kesinlikle bize yakışmayan ve biran önce kurtulmamız gereken bir durumdur.
Sonuç olarak kadına, cinsiyetini değil insanlığını önceleyen bir saygıyla yaklaşmayı toplum olarak vazgeçilmez kılmalıyız. Bunun için her türlü dinamik toplumsal hafızamızda mevcuttur.