Koronavirüs tedbirleri kapsamında 6 Eylül’de yeni bir dönem başlayacak. İçişleri Bakanlığı’ndan 81 il valiliğine gönderilen genelge ile yeni koronavirüs kararları alınmıştı. Genelgeye göre, konser, sinema ve tiyatro gibi etkinlikler ile özel araç hariç şehirler arası yolculuklar için PCR testi istenecek. Vali ve kaymakamlar diğer toplu etkinlik ve faaliyetler için de test zorunluluğu getirebilecek. Şanlurfalı Hukukçu-Yazar Cüneyd Altıparmak COVID-19 tedbirlerinde , 6 Eylül’de başlayacak yeni dönem ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
ALTIPARMAK: “PSİKOLOJİK, EKONOMİK SORUNLAR OLUŞTURUYOR”
Okulların açılacağını ve bu durumun sosyal bir hareketlilik oluşturacağını belirten Altıparmak, “Tekrar evlere kapanmak istemiyoruz. Herkes bu konuda hem fikir… Zira kapamanın psikolojik, ekonomik sorunlar oluşturduğunu görüyoruz. 06 Eylül 2021 itibarıyla bir tedbir politikası yürürlüğe girecek.
Bu durum tüm dünyada aynı. Devletlerin Anayasalarındaki ödevleri gereği bu konuda çeşitli yollara başvuruyor. Aşıyı teşvik ve test sayısını arttırmak ve zorunlu hale getirme yöntemleri şimdinin gündemi” dedi.
“HUKUKA UYGUN”
Altıparmak, PCR testlerinin zorunlu kılınması ve belirli yerlere girişte istenmesinin de ilerde getirilebilecek zorunlu aşının da hukuka uygun olacağını vurgulayarak, “Devlet halk sağlığını korumakla yükümlü. Halk sağlığı söz konusu olunca hukukun koruduğu bireysel haklarda birtakım kısıtlamalara gitmek mümkün. Pandemi yaşanmayan dönemlerdeki hukuki yorumlar bence geçerliliğini yitirdi. Her geçen gün yeni ve bir kötü haber alıyoruz. Devlet iki ihtimal sunuyor: Ya aşı olunuz. Ya da hasta olmadığınızı kontrol etmemiz gerekecek. Bu makul öneriye, hastalığa veya aşıya inanmıyorum biçiminde reaksiyon gösterilmesi gerçekten ilginç” diye ifade etti.
Kamu Genel Sağlığı mevzuatına bakıldığında, Anayasa ve AİHM’nin bu konuda ilkeleri belirlediğini ifade eden Altıparmak, konuyla alakalı soruları şöyle cevapladı:
“ÖĞRETMENLER AŞI OLMAZSA, PCR TESTİ YAPTIRMAZ İSE NE OLACAK ?
Henüz aşı olmamış öğretmen ve diğer personelin haftada en az 2 defa PCR testi yaptırması istenecek. Bunu yapmaması halinde idari para cezası uygulanması ve ilave tedbirle mümkün olacak. Aşı olmayana üniversite öğrencilerimizin ve çalışanlarımızdan da düzenli PCR testi yaptırmaları gerekecek. Buna direnenlere yaptırım mümkün.
AİLESİ AŞI OLMAYAN ÇOCUĞUN EĞİTİM HAKKI KISITLANMIŞ OLMUYOR MU?
Aile yönünden bir zorunluluk henüz yok. Ailesi aşı yaptırmamış çocukların okula gelmeleri mümkün. Ancak bir adım sonra böyle bir tedbire, yani aşı olmayan ailelerin de öğretmenler gibi aynı koşula bağlanması mümkün olabilir.
İŞVEREN İŞÇİSİNE AŞI VEYA PCR TESTİ ZORUNLULUĞU GETİREBİLİR Mİ?
Bu konuda net bir düzenleme yok ancak eğitim alanında faaliyet gösterenlerin bu konuda bir zorunluluğa gitmesine kıyasen, iş yerleri de böyle bir uygulama başlatabilir. Bu olası.
İŞVEREN, AŞISIZ İŞÇİ İSTEMİYORUM DİYEBİLİR Mİ?
Aynı durum aşı için de geçerli olabilir. Bu konu yargıya henüz intikal etmedi ancak üretimi beslenme ile ilgili olan sektörlerde bu şekilde bir düzenleme veya talep oluşsa, hukuka aykırıdır diyemeyiz.
ESNAF, İŞLETMESİNE AŞISIZ KİMSE GİREMEZ DİYE YAZABİLİR Mİ?
Tüketici hukukuna göre henüz böyle bir yasak yok. Aşılı aşısız herkes kurallara uymak şartı ile istediği işyerine girebilir. Uçak ve şehirlerarası yolculuk, konser, sinema gibi toplu faaliyetler için de zorunlu PCR testi uygulamalarının devreye gireceği ilan edildi.
Ve aslında karşıt olup, bunu açıkça dillendirenlerin birçoğu, bir başka ülkeye girerken istenen zorunlu aşıları yaptırmış kimseler. Haklı gerekçeleri olabilir. Ancak hiçbiri çözüme matuf değil. Farklı olmak için illa ters şeyler söylemek gerekmiyor. Aşı yapılmalı önerisi kadar aşı karşıtlığı da hak. Aşı karşıtıyız demek bir manipülasyon olmuyor da aşıya teşvik nasıl bir dayatma oluyor?”