enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa
Az Bulutlu
34°C
Şanlıurfa
34°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
33°C
Pazartesi Çok Bulutlu
25°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C

18 YILLIK İKTİDAR ÇIKMAZI

29.11.2020 10:50
0
A+
A-

ABD’de seçilmiş bir başkan iki defa seçildi mi artık 3. kez aday olamaz; 2 dönem 4+4=8 yıl başkanlık yaptı mı anayasal olarak artık aday olamaz.

ABD’de seçilmiş bir başkan iki defa seçildi mi artık 3. kez aday olamaz; 2 dönem 4+4=8 yıl başkanlık yaptı mı anayasal olarak artık aday olamaz.

Uzun süre iktidarda kalmanın psikolojik olarak insan denilen varlığın doğal dengesi üzerinde tahribatlar yarattığından kanaatle bu sınırlamayı koymuşlardır.


1400’lü yılların ünlü İslam fıkıhçısı Şeyh Bedreddin, Memlük Sultanı Berkük’ün oğlunun hocalığını yaptığı dönemde sarayda iktidarcılığı çok yakından tanımış, uzun süre iktidarda kalmanın insanı kendinden ettiğini, insani meziyetleri yok ettiğini belirtmiştir. Şu sözü üzerinde derin açılımlar yapmak gerekir her halde: “Tahta çıkarken Allah’ı aramak çölde kaybolmuş deveyi sarayın çatısında aramaktan farksızdır” demiştir. Tahtçılık, iktidarcılık ile Adalet birbirlerine çok uzak şeyler demiştir.


Uzun süre iktidarda kalıp tüm yönetim aygıtlarını kendine göre düzenleyen, belli bir süre sonra tatminsizliğe uğramakta, muktedirlik doruk safhasına ulaştıkça, iktidarda mutsuzluk artmaktadır. Bunu en güzel Fransız Filozaf Monteigne şöyle açıklamaktadır: “Her şeye çok rahat ulaşan, her şeyi elinin altında gören kralın yaşam sevinci bile kalmaz” demektedir.


Tabi burada iktidar ve iktidarcılık veya yönetmek ile iktidar kelimelerinin ayrımının iyi yapılması gerekiyor. Bir yönetimin başına geçtiğinizde yönetim aygıtlarını iktidarcılık yaparak tek elden merkezden de yönetebilirsiniz; istişare ederek, yönetimi kurumsallaştırarak, yetkiyi dağıtarak demokratik bir şekilde de yapabilirsiniz.


İktidarcılığın yönetim alanında negatif, tahribatçı etkisindan dolayı 20. Yüzyıl ile birlikte batı demokrasileri yönetimde iktidarı sınırlayan, frenleyen, yönetilenlerin ezilmesini engelleyen sigorta kurumlar geliştirmiş, demokrasiye sadece seçim gözüyle bakılmamış, birbirini denetleyen güçler ayrılığı ilkesi yönetimine geçilmiştir.
Bunun en bariz örneği ABD’dir.

Seçilen Başkan her kafasına estiğini yapamamakta, kendisini denetleyen bağımsız yargı ve yine siyasi parti liderlerinin değil de, halkın tercihi ile seçilmiş senato ve Temsilciler Meclisi’nin denetimi altındadır. ABD Başkanlarının birçok kararı Yüksek Mahkeme tarafından hükümsüz bırakılabilmekte, Senato tarafından onaylanmamakta ve hatta hatta Senato, çığrından çıkmış, iktidarcılığa saplanmış bir başkanı azledilebilmektedir.

HABERLER  DEPREMLER OLUYOR BEYNİMDE!


21 yy. ile birlikte sadece seçim ile seçilmek yetmemiş, hukukun üstünlüğü kavramı geliştirilmiştir. Hukukun üstünlüğü yönetenlerin kendilerinin yasalara ve hukuka uymasıdır. Ancak çoğu ülkede Anayasada yazılı olarak olmasına rağmen çoğu iktidar, iktidarın verdiği gücü kullanarak kendileri yasaları çiğneyebilmektedir. Bu durum evrensel standarlara sahip hukuk sisteminin yanında demokrasinin sadece bir rejim değil, aynı zamanda bir kültür olarak ortaya çıkmasını zaruri hale getirmiştir. Son günlerde Türkiye’de bu konu epey tartışılmakta; “yasalarda sorun yok, sorun zihniyet dönüşümünde” görüşü yaygın olarak dile getirilmektedir.


18 yıldır iktidarı tek elden yöneten AKP’de iktidarcılığın verdiği bütün dezevantajları, yönetim aksaklıklarını görmek mümkün.
İktidarı demokratik standartlarla değil, her şeyi tek elden yönetiyor ama bir türlü dikiş tutturamıyor. Hep “az kaldı, Türkiye yakında sıçrama yapacak” derken, ülke geriye doğru yol alıyor.


Devlet yönetimine atamaları demokratik işleyişe aldırmadan, liyakata bakmadan, tek elden yapıyorlar ama memnun olmuyorlar. Atadıkları yere çok geçmeden başkalarını atıyorlar. Son 7 yılda Vali, Kaymakan, Emniyet Müdürü…..vs. değişim sayısına bakın Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır.


Anayasaya göre özerk olması gereken Merkez Bankası Başkanı bile yılda iki defa değişebilmektedir. Cumhurbaşkanın bakan damadı bile muktedirlik zehrinin etkisiyle her şeyi yüzüne gözüne bulaştırıp ortalıktan kaybolabilmektedir.


AKP kurulurken kurucular kadrosundaki ağır toplara bakın; bugün hiçbiri yönetimde yok. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu ayrı parti kurdular, Abdullatif Şener yok, Abdullah Gül Deva Partisini açıktan destekliyor. Beşir Atalay’ın esamesi okunmuyor, Bülent Arınç kırgın bir şekilde köşesine çekildi. Partinin kurucusu ve eski milletvekili İhsan Arslan “partinin kuruluş ilkelerinden saptığını” söylediği için disiplin kuruluna sevk edilebiliyor.


“Devrim, demokratik zihniyeti ve demokratik kurumsallaşmayı oluşturmayıp, iktidarcılığa dönüştüğünde önce kendi evlatlarını yer!”
Çok güçlü görünüyorlar ama aslında çok güçsüzler, çok mutsuzlar. Öyle ki bazen mevcut anayasayı bile tanımadıklarını söyleyebiliyor, Anayasa Mahkemesi üyeleri ile açıktan kavga bile ediyorlar.
Yönetimdeki bütün bu sorunlar, ülkenin gidişatını, halkın doğal, günlük yaşamını çok kötü etkiliyor.

HABERLER  Hz. Muhammedin elçi seçilişi ve delilleri;

Yoksulluk, geçimsizlik, adaletsizlik, hukuksuzluk ülkenin her tarafına öylesine çok kötü bir şekilde kaplamış ki; 18 yıldır iktidarda olduklarını unutup “yeni bir ekonomik ve hukuk reformu yapacağız” diyebiliyor, her şeyi berbat ettiklerini itiraf edebiliyorlar. Sahte umutlarla kendilerini iktidarda tutundurmaya çalışıyorlar.


Çok değerli halkım; bu iktidardan bu ülkeye artık zırnık bir fayda bile gelmeyecek, hep zarar edeceğiz. Onun için ilk seçimde DEĞİŞTİR!

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.