enflasyon emeklilik ötv döviz akp chp mhp
DOLAR
34,5427
EURO
36,4442
ALTIN
2.964,63
BIST
9.144,73
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Şanlıurfa
Az Bulutlu
37°C
Şanlıurfa
37°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
36°C
Pazar Az Bulutlu
37°C
Pazartesi Açık
37°C
Salı Açık
35°C

İÇ-DIŞ POLİTİKA AÇMAZLARI

20.12.2020 13:28
0
A+
A-

Dünya hızla değişiyor. Hakimiyet nedir? Egemenlik nedir? Sorularının cevabı değişti. Savaşların şekli şemalı değişti.

Dünya hızla değişiyor. Hakimiyet nedir? Egemenlik nedir? Sorularının cevabı değişti.  Savaşların şekli şemalı değişti.

Egemenlik kavramı değişti çünkü artık ülkeniz üzerinden geçen kaç tane uyduyu kontrol edebiliyorsunuz? Veya ekonominizin ne kadarı sizin? Dünya Ticaret Örgütü diye bir örgüt var. Küresel sermaye var. Çok uluslu şirketler var ki bunların bütçeleri devletlerin bütçelerinin bilmem kaç katı. ABD şirketi Apple’ın piyasa değeri tüm Türkiye’nin bir yıllık GSMH’sının iki katı. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın % 60’ın üzeri pay yabancıların!

Kıtadan kıtaya atılacak füze icat edilmiş. Ülkenizin üzerinden füze geçecek, haberiniz bile olmayacak. Radara yakalanmayan uçak icat etmişler. Artık kaç bin askerinizin olduğu, kaç tane tankınızın olduğunun bir anlamı yok. Gökyüzüne hakim olan savaşı lehine çevirebiliyor. Doğu Akdeniz gerilimi sürecinde(gerilim hala devam ediyor) Türkiye’deki ulusal TV’leri izlediniz sanırım. Yapılan savaş senaryoları tartışmalarında “hangi ülkenin savaş gemileri olduğunu, kimin hangi gelişmiş savaş uçaklarına sahip olduğunu saatlerce tartışıyorlardı.

Ama tuhaflık şurada başlıyor: 1) Sadece yüksek teknolojik silahlara sahip olmanız yetmiyor. Günümüz savaşlarında artık savaşlar eskisinden çok ve çok daha maliyetli. Kazanan bile kaybedebiliyor. Bir savaş uçağı uçurmak az buz bir şey değil.

2)Çok teknolojik silahlara sahip olsanız bile yürüttüğünüz savaş meşruiyet arz etmiyorsa kısa dönemde kazansanız bile uzun dönemde kaybetmeye mahkümsunuz. ABD 1963-1973 yılları arasında Vietnam savaşında kullandığı bütün yüksek teknolojik silahları, uçakları, roketleri, füzeleri kendi üretmesine rağmen, ABD ekonomisi bu savaşı sırtlayamadı ve ABD, Vietnam’dan çekilmek zorunda kaldı.

Evet, çok gelişmiş silahlarınız iyi iş çıkarabilir ama velakin dış müdahalelerde meşru bir dayanağınız yoksa dikiş tutturamıyorsunuz. ABD çok gelişmiş silahlara rağmen yıkılmış bir Vietnam bıraktı ama başaramadı. Hakeza Sovyetler Birliği çok gelişmiş silahlara sahip olmasına rağmen Afganistan’da başarılı olamadı. ABD, Irak’ta tam 30 yıldır büyük askeri maliyetlere rağmen istediği istikrarı sağlayamadı. ABD’nin Irak’ta tek başarısı Kürt Bölgesi. O da ABD’nin direkt müdahale başarısı değil. Baas rejiminin yıllarca Kürtlere kötülük yapmasından dolayı Kürtler, ABD’yi Baas kötülüğünden kurtulma aracı olarak gördüler. İki ortak çıkar buluştu.

HABERLER  SURUÇ SULAMA PROJESİZLİĞİ !

Bütün bunlar bir yana dünyada ağırlığı olan bir ülke olmanız için oraya buraya gelişmiş silahlarla “hüt” diye bağırmanız gerekmiyor.  Türkiye her yıl 30-40-50-60 milyar dolar cari açık verirken Almanya tüm dünyada yılda 18 milyon adet araba satarak 200 milyar Euro cari fazla veriyor. Avrupa kıtasının motoru  Almanya. Tüm Avrupa’yı gelişmiş silahlarla değil, ekonomisi ile sırtlıyor. Çalışkanlığı ve üretkenliği ile kimse ile sataşmadan, herkesi kendine muhtaç bırakarak bir hakimiyet kurmuş vaziyette.

ABD gücünü sadece gelişmiş silahlarından almıyor. Kendi içinde arızaları olsa da gelişmiş demokrasisi, güçler ayrılığı ilkesi, denetim mekanizması ve halkın iradesini direkt yansıtan kongre ve senatodan alıyor.

Zaten kendi iç demokrasisini geliştirememiş bir hiç ülkenin dünyada ağırlığı olmamış, olamamıştır. Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt… vb. ülkelerde harıl harıl petrol fışkırmasına rağmen demokrasi, özgürlükler ve bilim de dipte olduğu için dünya ülkeleri arasındaki ağırlıkları sıfıra yakındır. Evet yaşıyorlar ama sağlıklı bir ülke olamıyor ve bir artı değer yaratamıyorlar. Kendi iç demokrasisini güçlendiremedikleri için ayakta kalabilmek için ABD silahları ile güvenliklerini sağlayamaya çalışıyorlar. Silah adaletsizliğe ne kadar koruma sağlayabilir?

Bu konuda en bariz örnek Sovyetler Birliği’dir. Sovyetler Birliği 2.Dünya Savaşı’nda dünyanın en güçlü ordularından Nazi Ordusu’nu yenmesine rağmen, atom bombası dahil dünyanın en gelişmiş silah sistemlerini üretmesine rağmen hukuk, demokrasi, özgürlükler konusunda gelişme sağlayamadığı için yıkılmaktan kurtulamadı.

Evet, silah gerekir ama zorbalığı tahkim etmek adına kısa vadede kendinizi idare edebilirsiniz ama uzun vadede yarattığınız tahribatla kaybederseniz. Silah demokrasiyi, özgürlükleri, hukuku korumak için varsa anlam kazanır.

Türkiye Suriye’nin  kozmopolitiğine göre uygun bir politika oluşturamadığı için tam 10 yıldır çok yüksek maliyetlerle içine girdiği Suriye çıkmazından uygun bir sonuç alamadı. Çünkü baş ağrısı için uygun hapı almadığından dolayı Suriye daha çok baş ağrıtacak.

HABERLER  BİR KAŞIK SUDA HİZMET FIRTINASI !

Osmanlı hayallerinin gücü ile Libya’da konjonktürü okuyamadığı için sonuç ve çözüm Türkiye’nin aksi istikametinde ilerliyor. Libya Meselesinin ilk günlerini hatırlayın. Türkiye Libya’daki ikili hükümetten Sarrac hükümetini açıktan destekledi; Hafter’i terörist ilan etti. Sözde Sarrac Türkiye’nin tarafında idi, Hafter ise Mısır, BAE ve Fransa tarafında idi. Ama Avrupalı devletler Libya’ya ağırlığını koydular ve Sarrac ve Hafter’i aynı masada buluşturdular ve Türkiye’nin desteklediği Sarrac çok geçmeden Mısır ve Fransa ile görüşmelere başladı.  Neden Sarrac kendisini  sınırsız destekleyen AKP hükümetini bıraktı?

İç de demokrasi, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler konusunda kendisini geliştirmeyen ülkelerin dış politikada sağlıklı politikalar üretmesi imkansızdır. AKP iktidarının özellikle son 5-6 yıldır iç de demokrasi, özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet konularında epeyce gerilemesi ve dış politikada her yere müdahale edebiliyormuş gibi görünün ama hiçbirinde başarı sağlayamayan politikalar birbiriyle ilintilidir.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.