Keban barajı 1965 yılında yapımına başlanıldı, 1981 yılında bitirildi. 7,5 milyar dolar gibi bir parayla, halkın parasıyla, halkın vergileriyle yapıldı. Ve şu ana kadar Keban Barajı’ndan üretilen elektrikle 26,7 milyar gelir elde edildi. Atatürk Barajı halkın vergileriyle milyar dolarlarla yapıldı ve şu ana kadar sadece elektrikte 6 kat gelir getirdi.
Halkın malı özelleştirildi. İşte o DEDAŞ özelleştikten sonra halkın malı ile halkın canını okuyor. Elektrikte hak maliyettir. Ancak ne var ki bırakın maliyeti, bırakın karı, vatandaş net olarak soyuluyor. Birkaç dönüm tarlası olana 1 milyon 70 TL’lik faturalar yazılmış. Artık gerisini siz hesap edin!
2013 yılında Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt Şırnak elektrik faaliyetleri özelleştirme kapsamında DEDAŞ(Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi) özelleştirildi. İşte ne olduysa mağduriyetler bu tarihten sonra başladı. DEDAŞ çiftçiye hayali-uçuk faturalar yazdı. Yasaya aykırı çiftçinin desteklemesine ve hesaplarına el koydu. Yaz ortasında çiftçinin elektriklerini keserek ürünlerinin kurumasına vesile oldu.
Oysa Cumhuriyetin ilk yıllarında çıkarılan icra iflas kanunu madde 82/4: “Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimini zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez…” diyor.
Bir çiftçi ailesi olarak bu yasa ile ilgili başımızdan geçen bir olayı anlatayım. Yıl galiba 1988 yılı idi. Çocukluk yıllarım. Babam kuyudan su çıkarıp tarımsal üretim yapmak için trafo bağladı. Trafonun projesini, abonesini bile yapmadı. Bildiğiniz kaçak trafo. Tam pamuk sezonunun ortasında o zaman TEK(Türkiye Elektrik Kurumu) gelip “kaçaktır” diye trafomuza el koydu. Söküp götürdü. Pamuk tarlada kurudu. Babam mahkemeye gitti. Mahkeme geldi kuruyan ürünü keşfedip raporladı. Mahkeme sonuçta şöyle dedi: “Her ne olursa olsun, sen çiftçinin elektriğini kesip, trafosunu söküp mahsulünü kurutamazsın.” Mahkeme TEK’e ceza kesti.
Peki bugün kanunda açıkça belirtilen hükme rağmen neden DEDAŞ gelip çiftçinin elektriğini kesiyor, trafosunu haczediyor, desteklemesine el koyuyor, yapıyor da yapıyor……. Peki DEDAŞ bu kadar usulsüzlüğü hangi güçle yapıyor?
Urfa’da elektrikle tarımsal sulama yapan çiftçilerin elektriklerin kesilmesi ve ürünlerinin kuruması üzerine bir heyetle Urfa’daki çiftçileri ziyaret eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, 16 Temmuz günü TBMM’de komisyonda şunları söylüyor “Hayali faturalar yazılmış. Faturalar şeffaf değil. Faturalar üzerinde çiftçinin ne kadar elektrik tükettiği yazılmıyor. Sadece borç yazılıyor. Oysa trafoların üzerinde OSOS sistemiyle, uzaktan algılama sistemiyle faturalar otomatik olarak okunuyor. Peki neden çiftçiye gönderilen borç faturalarında ne kadar kw tükettiği yazılmıyor? Buna mukabil hatlarda yenilemeye ve düzenlemeye dair en ufak bir yatırım yok. Buna rağmen halk ‘kaçak elektrik kullanıyor, hırsızlık yapılıyor’ şeklinde suçlanıyor” diyor.
CHP milletvekili Mahmut Tanal yine geçenlerde Meclis’te yaptığı konuşmada “Özelleştirme kapsamında Elektrik işletmesi DEDAŞ’ın özelleştirilmesi şartnamesinde DEDAŞ’ın çiftçinin desteklemesine el koyabileceğinin yazılmadığını böylelikle daha ucuz fiyata devredildiğini, kamunun zarara uğratıldığını” söyledi. Yani DEDAŞ’ın devredildiği şirket bilinçli bir şekilde kayırılmış. Özelleştirildikten sonra DEDAŞ’ın her türlü tasarrufu ve kanunsuzluğu yapılmasına göz yumulmuş!
AKP’nin Urfa milletvekillerinin burada bir dahlinin olduğunu düşünmüyorum. Onlarda DEDAŞ’ın bir zulüm aracı haline geldiğini görüyorlar. Gerçeği de biliyorlar. Fakat bu konuda sus puslar. Çünkü bunu dillendirdikleri vakit bir dahaki seçimde kendilerini milletvekili listesinde göremezler. Bütün verileri yan yana koyduğumuzda DEDAŞ’ın sırrı iktidarın derinlerinde!
CHP İstanbul milletvekili Mahmut Tanal yine 16 Temmuz günü Meclis’te “İç Adanadolu’da, Marmara’da, Karadeniz’de, Akdeniz’de yaşanmayan elektrik sorunu neden Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşanıyor. Buranın sorunu neden çözülemiyor” diyor. İrdelenmesi gereken bir ayrıntı!
Sahi ya, neden diğer bölgelerde böyle bir sorun yoktur da, sadece doğu illerinde vardır?
icra iflas kanunu madde 82/4: “Borçlu çiftçi ise, kendisinin ve ailesinin geçimini zorunlu olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer teferruatı ve tarım aletleri haczedilemez…” diyor..Türkçesi yasa diyor ki çiftçinin yaşamını sürdürebilmek için elindeki elindeki araç ve gerecine el koyamazsın….e zaten bunlar çok insani olan şeylerdir…oysa günümüzde deaş (DEDAŞ)tek tuşla çiftçinin ruhuna okuyor. ve her şeyine el koyabiliyor…