Tarihte din saptırıcıları ve iktidarı kanla ele ğeçirme operasyonu diyebileceğimiz Emevi Yezit’in ayak oyunudur.,
Hz. Muhammede inen gerçek hak dini hazmedemeyen Emevilerden Muaviye ve oğlu Yezit, kerbelada hz. Hüseyine ve onun ailesini dünyada eşi benzeri görülmedik zulüm ve katliyamı reva görmesi olayıdır.
O kadar kin ve nefret dolu idiydiler ki, çoluk ve çocukları günlerce çölde aç ve susuz olarak mahsur bırakarak işkence ettiler.
Ve bu insanlar kendilerini müslüman olarak nitelendirebiliyorlardi.
Hz. Hüseyin dedesinin tebliğ ettiği hak din olan tevhidi ilke edinmiş ve her türlü zulüm ve haksızlığa karşı koyan bir iman sahibi idi.
Bu olayda şehit olacağını biliyordu.Fakat zalime karşı gelerek, onun zulmüne razı olunmaması gerktiğinin ilk adımını canı pahasınada atmalıydı.
Arkadan gelecek nesillere bir örnek olma konusu için bir bedel gerekiyordu.İşte hz. Hüseyinde bu bilincle hareket ederek pes etmeyip, şahdet şerbetini içerek hakka yürümüştür.
Kendi kanı ile yüzünü yıkayarak zalimin zulmüne isyan etmenin canlı abidesini çölün kumlarına 13. asır önce diken yiğitin adı hala müslümanlarca yad ediliyor.
Allah, hz. Hüseyin ve ailesine mağfiret etsin.Bizleride onların kutlu yollarında yürümeyide nasib eylesin.
Yezit, ve etrafında ki ham yobazlar o kadar ileri gittiler ki, Medinede ki müslüman kadinlara tecavüz etmeler.Ve Mekkede mescidi harami kabeyi basarak tahribatlar yapmalar dan geri durmadılar.
Bu bozğuncu güruh kendilerini müslüman addederek islam dininde bir çok yenilik ve tahribatlar yaparak indirilen dinin ilkelerini yok saydılar.
Bir sürü sahte hadisler uyduruldu.Kur’an tefsir ve mealleri üzerinde oynanması.Yine kur’an ı kendi zihniyetlerine uygun yeni yorumlamalar.İbadetlerin sadece camide ve soru sormayı yasaklamalar.Cuma namazında hutbenin önce verilmesi vs.Namazlarda çok sessiz olunması gibi bir çok katı kurallar hep bu dönemde devriye sokulmuştur.
İLK BÜYÜK KOPUŞ VAHİY DİNİNDEN BU ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİ.
Bunlar iktidarda kaldıkları sürece bütün ümmete kendi görüş ve fikirlerini servis ederek meşruriyet kazandılar.Diğer yandan tasavvufçu mistik akımda islam’a dahil edililerek artık bambaşka bir dini alğı gelişti.
Yezidin yaptıkları kendinden sonraki iktidarlarında işine geldiği için aynen onun izinden gidildiğini görebiliyoruz.Abbesiler, Selçuklular, Osmanlılar ve Cumhuriyettir.Din ile devlet yönetiminin ayrılması gibi vs.İranlılarda kendi şii ve şia gibi farkli bir mezhebin kurbanları olmuşlardır.
Hz.Ali ve Hüseyin ehli beyt olarak suistismara uğratılarak kendi görüşlerine destek sağlayarak büyük bir iddada bulmuşlardır İranlılar.
Sonuç olarak;
Bu gün dünyanın çeşitli yerlerinde kerbelanın anısına çeşitli etkinlikler yapılmakta olduğuna şahit oluyoruz.
Ancak gerçek kerbelayı iyi anlamaktan uzak içi boş bir eylemler olduğunu diyebiliriz.
Kerbela, ne ağlıyarak aşure yemektir.Nede zincirlerle kendi kendimizi kan reva içinde bırakmaktır.
Kerbelayı böyle değilde, bu gün hayatımızda hakim olan şirk karışımı ve tevhidsiz dine önce isyan edilmesi gerekirdi.
Kerbela doğru anlaşılsa idi, zalim iktidar ve yöneticelere itaat etmeyip isyan edilmeliydi.
Kerbela doğru anlaşılsaydı, vahiy dininin yeniden hayata taşınmasında iyi insanlarla kardeş olmanın şart olduğu bilmesi gerekiyordu.
Bu günkü müslümanlar malesef hz. Hüseyini ve iman mücadelesini doğru anlamış değiller.
Zeki Celik
