Medeniyetlerin başkenti Şanlıurfa’da Osmanlı Dönemine ait en önemli anıtsal yapılardan biri olan ve 1800’lü yıllardan itibaren kaderine terk edilen Millet Hanı, büyük kısmı harabe halde iken 1915 yılından itibaren Ermeni yetimhanesi olarak kullanılmış, Cumhuriyet döneminden itibaren ise askeriye ve belediye tarafından aynı harabe haliyle kullanılmaya devam etmiştir.
Yaklaşık 200 yıl boyunca bir tek onarım görmeyen ve yüzde 80’i yıkık halde bulunan Millet Hanı restore edilmesi ve otel yapılması şartıyla ihaleye çıkarılmış, 10 Şubat 2014 tarihinde beş yıldızlı butik otel yapılmak üzere şirketimiz tarafından devralınmış ve 11 Nisan 2014 günü itibariyle restorasyon çalışmalarına başlanmıştır.
İlgili tüm kurulların izinleri doğrultusunda hazırlanan ön restorasyon projesi yüzde 60 oranında tamamlanmış olan Millet Hanı’ndaki çalışmalar kapsamında, hanın tarihine ait arşiv araştırmaları yapılmış, eski fotoğrafları ile yazılı ve sözlü tarih bilgileri derlenerek yayın haline getirilmiş, restorasyon öncesi mevcut durumu fotoğraf ve video çekimleriyle kayıt altına alınmıştır. Şanlıurfa halkının konuya olan duyarlılığını artırmak, şehrin değerlerine sahip çıkma bilinci oluşturmak gibi duyarlılıkla hareket eden şirketimiz, sırf bu amaçla çok geniş katılımlı toplantılar düzenlemiş, projeyi en ince detayına kadar anlatan katalog, broşür, tanıtım filmi ve benzeri materyaller hazırlayarak il genelinde onbinlerce kişiye ulaştırmıştır. Proje maketi, katalog ve görselleriyle birlikte Şanlıurfa’da düzenlenen fuarlarda ziyaretçilere ve ilin idarecilerine tanıtılmıştır. Millet Hanı’nın tüm çevresi projeyi tanıtan görsellerle kaplanarak halkın projeyi sahiplenmesi amaçlanmış, aynı zamanda inşaat süresince hem çevreye verilecek zarar önlenmiş hem de proje sahası koruma altına alınmıştır. Sadece bu duyarlılığı sağlamak için şirketimizin yaptığı harcamalar, projemize destek veren şehrin ileri gelenlerinin fikri katkılarıyla oluşan tanıtım faaliyetlerinin bugünkü mali değeri yaklaşık 1 milyon TL civarındadır. Restorasyon öncesi ve halen mevcut olan durum kıyaslandığında, Millet Hanı’nda gerçekleştirilen restorasyon çalışmasının devasa boyutu ortaya çıkmaktadır.
Amacı; 200 yıl süren ihmal sonucu tamamen harabe olmuş, yapılarının yüzde 80’i yıkılmış halde olmasına rağmen şehrin tarihi kimliğinde çok önemli bir yeri olan Millet Hanı’nı özel sektör eliyle yeniden işlevlendirmek olan şirket ortaklarımızın madden ve manen büyük risk alarak üstlendikleri bu proje için şimdiye kadar harcanan para, bugünkü değeriyle yaklaşık 200 milyon TL civarındadır. Şirketimiz, bu harcamayı yaparken tek kuruş kredi veya hibe kullanmamış, harcamanın tamamı öz kaynaklarımızla karşılanmıştır.
Topkapı Sarayından sonra en büyük ikinci anıtsal eser olan ve Türkiye’nin en büyük restorasyon projesi olarak değerlendirilen Millet Hanı Restorasyonu ve Otel Projesi; 15 Temmuz hain darbe girişimi, 2016 yılından sonra meydana gelen terör olayları, Suriye krizinin Şanlıurfa’ya olan etkisi ve ülkemizin ekonomik sorunlarını bahane gösteren yerli ve yabancı yatırımcıların finansal destek ve ortaklıkta tereddüt etmesine rağmen, öngörülen yatırım sürecimiz kararlılıkla sürdürülmüştür.
Şanlıurfa’nın öz evlatları olan şirket ortaklarımızın maddi ve manevi büyük fedakârlıkları, “Urfalı’dan bir şey olmaz” anlayışını yıkmak ve bu şehirde yetişmiş yetenekli girişimcilerin neleri yapabileceğini ispatlayacak bu devasa proje, anlamsız şekilde bürokratik engellerle karşılaşmış, kamunun gerekirse kolluk kuvvetleriyle yerine getireceği sorumluluk ihmal edilerek, projenin yürümesi engellenmiştir.
Toplam 17 bin 500 metrekare alana sahip Millet Hanı’nın doğu ve güneydoğu kısmındaki 2 bin 500 metrekarelik alan, Milli Emlak mülkiyetinde olduğu yıllardan itibaren 7 ayrı şahıs ve işletme tarafından kullanılmıştır. Proje alanı şirketimize devredildikten sonra bu alanların boşaltılması talep edilmiş, şirketimiz tarafından Şanlıurfa 1. İdare Mahkemesi, Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nde açılan davalarda bu alanların tahliye edilmesi kararı kesinleşmiştir. Mülkiyet haklarımız, kesinleşen yargı kararları ve Haliliye Kaymakamlığı’nın muhataplara tebliğ ettiği iki ayrı tebligat olmasına rağmen, 10 yıldan bu yana hiçbir icrai işlem yapılmamıştır.
Millet Hanı Beş Yıldızlı Otel Projesinin karşılama alanları, giriş kapıları ile önemli yapılarının inşa edileceği ve halen işgal altında bulunan bu kısımların işgalcilerden tahliye edilmemesi nedeniyle, restorasyon ve inşaata ait proje tamamlanamamış, şirketimiz ve ortakları belki yüz yıldır devam eden işgalin sonlandırılması konusunda kurumların zaaf içinde olduğu tutum nedeniyle işgalcilerin tehdit ve zorbalığının insafına bırakılmıştır.
Şehrimiz için milli ve manevi değeri yüksek olan tarihi Millet Hanı’nın kurtarılması için yazılı ve görsel medyada çıkan haberler karşısında harekete geçen Şanlıurfa Valiliği, konunun bu boyuttaki vehametini bir tarafa bırakarak, restorasyon çalışmalarının yerine getirilmediği, izinsiz kazı ve inşaat yapıldığı, tahribata neden olunduğu gibi gerekçelerle mahkemeye başvurmuş ve tescilin iptaliyle irtifak hakkının devrini talep etmiştir.
Şanlıurfa Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, 29 Haziran 2021 tarihinde projemizle ilgili basına yaptığı açıklamada; şirketimiz aleyhine bir dava kazanıldığını, irtifak hakkının bozulduğunu, sözleşmenin feshedilmesi yoluna gidildiği ve Millet Hanı için yeni yatırımcı arayışına girildiği şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Tamamen yanlış yönlendirme ve konuyla ilgili kurum kuruluşların Vali Yardımcısı’na doğru olmayan bilgiler aktarmasından kaynaklanan bu açıklamayı, büyük bir talihsizlik olarak değerlendiriyoruz.
Kaldı ki; projenin sahibi olan Millet Hanı Turizm Yatırım A.Ş. adlı şirketimize böyle bir dava açılmamıştır. Böyle bir dava için tarafımıza tebligat yapılmamış, savunmamız alınmamış, gıyabımızda yargılama yapılmıştır. Söz konusu irtifak hakkının bozulması ve terkin talebine ilişkin valilikçe açılan dava, benzer unvanlı farklı bir şirkete açılmışken, şirketimizin veya avukatlarımızın müdahil olmadığı yargılamanın ilerleyen safhalarında ve karar ilamında bu durum değiştirilerek şirketimizin unvanı aleyhine karar ihdas edilmiştir. Başka bir deyişle, farklı tüzel kişiliğe husumet yöneltilmiş ancak gerekçeli karar ilamında sanki tüm yargılama aşamasında şirketimiz davalıymış gibi gösterilmiştir. Böylece, şirketimize hiçbir cevap hakkı verilmeyerek savunma hakkımız bertaraf edilmiştir. Şirketimizin unvanı, resmi tescil adresinin tüm ilgili kurumlarda aleni olması ve davada adı geçen kurumlarla defaten resmi yazışmalarımız olmasına rağmen, davanın yokluğumuzda idamesi sağlanmıştır. Mahkeme süresince bir kez resmi adresimiz sorulmadığı gibi, toplam altı ay gibi kısa bir sürede fiziki keşif yapılmadan eksik inceleme ve hatalı bilgiyle oluşturulan raporlara bakılarak aleyhimizde bir karar verilmiştir. Dolaysıyla, hukuk usulüne uymayan kesinleşmemiş bir karar çıkmıştır. Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya’nın açıklamalarına konu olan bu karar, şirketimiz mahkûm edilmiş gibi kamuoyuna lanse edilmiş, projenin sahibi şirketimizin ticari itibarı ile ortaklarının hakları zedelenmiş, hukuken yok hükmündeki bu karar kamuoyuna büyük bir başarı elde edilmiş gibi sunulmuştur.
İşbu hukuka aykırı araştırmayla oluşturulan dosya, şuan yasal sürede başvurumuz üzerine istinaf incelemesindedir. Kesinleşmiş mahkeme kararı, terkin edilmiş irtifak hakkı söz konusu değildir. Vali Yardımcısının kesinleşmiş gibi sunduğu davanın seyri bu şekilde olmakla birlikte, davacı Şanlıurfa Valiliği’nin Tapu Müdürlüğü’ne yaptığı irtifak hakkının devrine ilişkin başvuru da reddedilerek terkin işlemi yapılmamıştır.
Ülkemiz ve şehrimiz açısından yüksek öneme sahip olan Millet Hanı Projesi’nin restorasyon işlemlerinin tamamlanması, yatırımın hizmete açılması, turizmin hizmetine sunulması, bin yıllık tarihi değerimize sahip çıkılması isteniyorsa; mahkemelerce kesinleşmiş ve 10 yıldan bu yana uygulanmayan işgalcilerin tahliye kararlarının uygulanması, Şanlıurfa Valiliği’nce aleyhimize başlatılan hukuksuz ve usulsüz karalama kampanyası ile koordinasyonlu bürokratik engellemelere son verilmesi, işgalcilerin gasp ettiği haklarımızın devlet eliyle tarafımıza iadesi, verilen tahribatların ortadan kaldırılmasıyla mümkündür.
Tüm Şanlıurfalı hemşehrilerimizin yok olmaktan kurtarmak istediği, gelecek nesillere bir Osmanlı mirası olarak bırakmayı arzuladığı Millet Hanı’nın kamuoyunun takdirine arz ettiğimiz durumu tamamen budur.
İldeki kamu kurumlarının, Şanlıurfa’nın tarihi mekânları olan Balıklıgöl, Dergah, tarihi çarşılar gibi bir çok noktasında devam eden işgalleri sosyal ve siyasi nedenlerle önleyemediği, Şanlıurfa Valiliği’nin bunu sağlayabilmek için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Şanlıurfa Turizm Alan Yönetimi kanun teklifi sunduğu kamuoyunun malumudur.
Bölgemizde her gün üzülerek izlediğimiz üç beş kişinin ölümü, birçok kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan mülkiyet kaynaklı olayların yaşanması beklenmeden, Şanlıurfa Valiliği’nin mülkiyetimizdeki işgali sonlandırmak için icrai işleme geçmesi elzemdir. 10 yıldan bu yana icrai işlem yapılmadığı ve restorasyon projesi tamamlanmadığı için, şirketimizde herhangi bir şekilde inşaat faaliyeti izni verilmemektedir.
Turizmde her geçen gün önemi artan Şanlıurfa’daki Millet Hanı Restorasyonu ve Beş Yıldızlı Otel Projesi yatırımımıza, bugünkü değeriyle yaklaşık 200 milyon TL harcanmıştır. Söz konusu engelleme ve yıldırma politikaları ortadan kalktığı takdirde, ciddi şekilde ortak ve finansman teklifi alan şirketimiz yaklaşık 200 milyon TL daha yatırım yaparak projeyi tamamlamakta kararlıdır. Ancak burada saydığımız sorunlar nedeniyle ilerleme kaydedilememektedir.
Sadece işgal sorununun ortadan kalkmasıyla hızla tamamlanacak olan projenin gerçekleşmesi için, hukuki mücadelemizin devam ettiğini belirterek; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum’un, Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül’ün ve tamamen yanlış yönlendirildiğine inandığımız Şanlıurfa Valimiz Sayın Abdullah Erin’in desteğini beklediğimizi, tüm Şanlıurfalıların ortak mirası olan Millet Hanı’nın durumunun bu olduğunu kamuoyuna saygıyla arz ederiz.